15. Hukuk Dairesi 2012/6869 E. , 2013/5509 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-k.davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 818 Sayılı Borçlar Yasasının 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı, % 40 icra inkar giderimi tayini, karşı dava; alacak ve manevi giderim istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda asıl davanın kısmen kabulü ile ... 2. İcra Müdürlüğü"nün 2010/10066 Esas sayılı dosyasındaki icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptâli ile 3.600,00 TL asıl alacak yönünden takibin devamına, takip tarihinden itibaren aylık %5 oranında temerrüt faizi yürültülmesine, fazlaya ilişkin alacak istemi ile icra inkar giderimi talebinin reddine, karşı davada alacak isteminin reddine, manevi giderim isteminin kısmen kabulü ile 2.000,00 TL giderimin davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı karşı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı karşı davalı yüklenicinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
2-Davacı karşı davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacı karşı davalı yüklenici şirket, davalı karşı davacı işsahibi şirkete ait 12-21 Şubat 2010 tarihinde ... fuar merkezinde düzenlenecek olan ...fuarında firmaya ayrılan 198 m2"lik standın tasarım projesine ve fiyat teklifine uygun olarak firmanın belirlemiş olduğu renkler ve firmanın İD"ye vermiş olduğu logoların, resimlerin ve ayrıca standın dekorasyon malzemelerinin fuar alanına nakledilmesi, inşa edilmesi ve fuar bitiminde sökülüp nakledilmesi işinin yapımını üstlenmiştir. Taraflar arasında 23.01.2010 tarihli
sözleşme yapılmış ve bu sözleşme ile iş bedeli 11.000,00 TL, 05.02.2010 tarihli diğer sözleşme ile standın grafik tasarım bedeli KDV dahil 767,00 TL olarak belirlenmiştir.
Davacı işe başlamış edimini kısmen ifa etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş bedeli alacak ve manevi giderim tayini noktasında toplanmaktadır. Sözleşmeler uyarınca yapımı üstlenilen iş %60 oranında ifayla gerçekleşmiştir. Buna göre iş bedeli olarak davacı yararına 3.600,00 TL"ye hükmedilmesinde ve karşı davada istenen 3.000,00 TL alacağın reddedilmesinde, herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ancak, karşı davacı yararına 2.000,00 TL manevi giderime hükmedilmesi, usul, yasaya ve yönteme uygun olmamıştır. Şöyle ki; mal varlığına yönelen bir eylem 818 Sayılı Borçlar Yasası"nın 49. maddesi anlamında kişisel hakları ihlal eden bir eylem niteliğinde değildir. Borçlar Yasasının 49. maddesi uyarınca kişisel hakları zarara uğrayan kimse manevi giderim isteyebilir. Böyle bir kimseye bir miktar para ödenmesi ruhsal acılarını kısmen de olsa giderme amacını güder. MK"nın 24. maddesinde de belirtilen esas kurala göre kişisel çıkarları, haksız tecavüze uğrayan kimse ancak, Yasanın gösterdiği hallerde, manevi giderim isteyebilir. Borçlar Yasası"nın 49. maddesi de Medeni Yasa"nın 24. maddesini doğrulamaktadır. Kişisel hakların zarar görmesi sözleri ile kişinin kişiliğe ilişkin olan hakları, diğer bir deyimle, kişisel varlığı amaçlanmıştır. Kişisel haklar kişinin kendi hür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlar. Bu hak insanın doğumu ile kazanılan ve kişiliğe bağlı olan bir haktır. Hayat, beden ve ruh tamlığı, vicdan, din, düşünce ve ekonomik çalışma özgürlüğü, şeref, haysiyet ve itibar, ün, ad, sır ve resim hep kişisel varlıklardır. Şu halde Borçlar Yasası"nın 49. maddesi hükmü gereğince manevi giderime hümedilebilmesi ve kişisel yararları helaldar olması ön şart olarak aranmaktadır ve bu hüküm mal varlığına ilişkin zarar halini kapsamamaktadır. Gerçi mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir ancak böyle bir üzüntü BK"nın 49., MK"nın 24. maddelerinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. O halde somut olayda davalı karşı davacı yararına manevi giderim tayini için gerekli yasal koşullar oluşmamıştır. Tüm bu yönler gözetilerek davalı karşı davacının manevi giderim isteminin reddine karar vermek gerekirken istemin kısmen kabulü yönünde hüküm kurulması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı karşı davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın davacı karşı davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı karşı davalıya geri verilmesine, 09.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.