Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9937
Karar No: 2018/3433
Karar Tarihi: 10.05.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/9937 Esas 2018/3433 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/9937 E.  ,  2018/3433 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/04/2016 tarih ve 2014/820-2016/265 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08.05.2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ve Av.... ile davalılar vekili Av. .... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirket aleyhine ....unvanının haksız kullanımı nedeniyle kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesi talebiyle dava açılmasından sonra davalı şirketin davacı unvanına vaki tecavüzün ortadan kaldırılmasını teminen unvanını Parkesco şeklinde değiştirdiğini, böylece mahkemece davalı şirket unvanında yer alan ....sözcüğünün dava tarihinden sonra 04/10/2011 tarihli genel kurulda Parkesco olarak değiştirildiği, dolayısı ile haksız rekabet teşkil eden sözcüğün unvandan çıkarılması ile davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, davalı şirketin ticaret unvanını değiştirmiş olmasına rağmen halen ....unsurlu eski unvanını kullanmaya devam ettiğini, davacı şirketin eski yönetim kurulu üyesi halen ortağı olan davalı ...’nin de ayrıldığı davacı şirkete ait anlaşma, proje ve benzeri evrakları kullanarak davacı aleyhine haksız rekabette bulunduğunu, davalıların kalitesiz uygulamaları neticesinde oluşan olumsuz intiba ve davalı kullanımının davacının ticari unvanı ile iltibasının davacıya zarar verdiğini, kaybettiği işlerin bulunduğunu ileri sürerek, davalıların haksız rekabetinin yarattığı zararın tespiti suretiyle belirlenecek miktardan şimdilik 50.000,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında talebini yükseltmiştir.
    Davalılar vekili, ....’da parke anlamına gelen .... sözcüğünün meslek mensuplarını ayırt etmeye yarayan bir kelime olduğunu, marka olarak tescil edilemeyeceği gibi şirket unvanı olarak da kullanılamayacağını, kullanımının davacıya tekel hakkı vermeyeceğini, dolayısıyla da haksız rekabetin oluşmayacağını, .... ibaresinin davalı adına marka olarak tescili için başvuruda bulunulduğunu, tescil başvurusu yapılmış olan bir ibarenin kullanılmasının
    haksız rekabet oluşturmayacağını, davalı şirketin ticaret unvanını değiştirdiğini, tüm ticari işlerde yeni unvanını kullandığını, iltibas yaratacak bir durumun da bulunmadığını, davalı ...’ye husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulüne, davalıların, davacı şirketin ticaret unvanına yönelik haksız rekabette bulunduklarının tespiti ile 223.490,77 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, davalıların benzer ticaret unvanı kullanmak ve davacıdan öğrendikleri ticari sırları ve müşteri çevresini kullanmak suretiyle haksız rekabette bulunduklarının tespiti, tazminat ve hükmün ilanı istemlerine ilişkindir.
    Davada öncelikle davalı şirket aleyhine ....unvanının haksız kullanımı nedeniyle açılan unvanın terkini veya değiştirilmesi talepli davanın yargılaması sırasında davalı şirketin unvanındaki ....sözcüğünü Parkesco olarak değiştirdiği, buna rağmen ....ibaresinin kullanılmaya devam edilmesinin davacının ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği ileri sürülmüştür. Davalı şirket adına 19. sınıfta tescilli 2010/83825 sayılı “Parkes+şekil” unsurlu markanın tescil belgesinden 29/12/2010 başvuru tarihli markanın bu tarihten itibaren 10 yıl müddetle 02/12/2013 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. 556 sayılı KHK.nın 40. maddesi “Tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren on yıldır. Bu süre, onar yıllık dönemler halinde yenilenir.” hükmünü haiz olup, 2010/83825 sayılı “....” unsurlu marka hakkında dava tarihinden önce başvuruda bulunulduğu ve markanın yargılama sırasında davalı adına tescil edildiği, böylece koruma süresinin dava tarihinden önce başvuru tarihinde başladığı tespit edilmiştir. Davalının .... ibareli alan adı kullanımları ile web sitesi içeriğinde bulunan ilanlarındaki, işyeri ve araçları üzerinde dava konusu edilen kullanımları tescilli marka hakkı kapsamındaki markasal kullanım olup, bu kullanımlar haksız kullanım olarak nitelendirilemeyeceğinden davacının ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacaktır. Dolayısıyla mahkemece, davalıların davacının ticaret unvanı ile iltibasa yol açacak şekilde .... ibareli ticaret unvanı kullanarak, haksız rekabette bulundukları yönündeki kabulü doğru görülmemiştir.
    Dava dilekçesiyle ayrıca, davacı şirketin eski yönetim kurulu üyesi olan ve halen davacı şirkette ortaklığı devam eden davalı ...’nin yeni kurulan davalı şirketin hakim hissedarı olduğu, davacı şirkete ait anlaşmaların, tekliflerin, proje ve diğer evrakların ele geçirilerek müşteri çevresinin kullanılması suretiyle de davalılarca haksız rekabette bulunulduğu ileri sürülmüş olup, mahkemece davalı gerçek kişinin ortağı olduğu şirkete ait müşteri kitlesini ortak olduğu davalı şirket yararına kullanmak suretiyle haksız rekabet fiilini işlediği kabul edilmiştir. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece davacı şirket eski müşterileri ile davalı şirketin de iş yaptığı belirlenmiş olup tarafların ortak müşterilerinin bulunması müşterilerin ayartıldığı anlamına gelmez. Ayrıca, bir kısım müşterilerin her iki taraf şirketle iş yapmaya devam ettiği de anlaşıldığından müşterilerin yanıltılması suretiyle müşteri çevresinin transfer edildiği söylenemez. Dolayısıyla, davalıların davacıyı kötüleme gibi aldatıcı hareket ve dürüstlük kurallarına aykırı diğer şekillerde iktisadi rekabeti kötüye kullanımına dair bir tespit yapılamamış, davacının haksız rekabet iddiasını kanıtlayan somut bilgi ve belge sunulmadığından davalıların haksız rekabeti sonucunda davacı şirketin zarara uğratıldığı da ispatlanamamış olmaktadır. Aksi yöndeki mahkeme gerekçesi yerinde olmadığından davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

    SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 10/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi