Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4583
Karar No: 2016/3007
Karar Tarihi: 10.05.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/4583 Esas 2016/3007 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/4583 E.  ,  2016/3007 K.
"İçtihat Metni"




MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Av. A.. U.. gelmiş olup, davalı taraftan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- KARAR -

Davacılar vekili, bir kısım davacı arsa sahibi ile davalı arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, davalı yüklenicinin dört adet bloktan oluşan siteye, düşük ısı kapasiteli kazan monte ettiğini, davalıya ihtar göndermelerine rağmen kazanı ve hatalı yapılan nakil hattını değiştirmediğini ileri sürerek, bunların giderilmesi için yapılan toplam 50.742,77 TL masrafın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ayıplı imalat olmadığını, davacıların sözleşmenin tarafı olmadığını, teslim edilen inşaat nedeniyle zamanında ayıp ihbarında bulunulmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin ... tarih ve.... E.,....K. sayılı ilamıyla, aktif husumet ehliyeti bulunmayan davacı site yönetimi yönünden davanın reddine karar verilmesi, arsa sahiplerinden bağımsız bölüm satın alan davacıların, alacağı temlik alıp almadıkları araştırılarak, aktif husumet ehliyetlerinin belirlenmesi, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacıların ise ancak, yüklenici ile aralarındaki sözleşme ilişkisine dayanabileceklerinin değerlendirilmesi, bu şekilde yapılacak araştırmaya göre, aktif husumet ehliyeti bulunduğu tespit edilen davacıların talepleri yönünden yapılacak incelemede, davalının savunması karşısında, öncelikle TBK."nun 477. (BK. m. 362) maddesi uyarınca süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığının incelenmesi, somut olayda, ortaya çıkan ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, aktif husumet ehliyetine sahip olan davacıların TBK"nın 477/3. maddesi uyarınca, gizli ayıbın ortaya çıkmasıyla gecikmeksizin yükleniciye ayıbı bildirip bildirmediğinin, tarafların bu konudaki delilleri toplanarak araştırılması, ayıp ihbarının süresinde yapıldığının tespit edilmesi halinde; bilirkişiden; eski kazanın, sökülmeden, tadilat suretiyle yeterli hale gelip gelemeyeceği, gelebilecekse tadilat giderlerinin belirlenmesi için ek rapor alınması, yeterli hale gelemeyecekse, yeniden tesis masrafının hüküm altına alınması, ancak bu miktardan sökülen eski kazanın rayiç bedelinin yine bilirkişiye tespit ettirilerek indirilmesi ve her durumda belirlenen miktarın aktif husumet ehliyeti bulunan davacıların payları oranında tahsiline karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, arsa sahiplerinden bağımsız bölüm satın alan davacıların, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan hakları da devraldıklarına ilişkin yazılı bir alacağın temliki sözleşmesi sunmadıkları, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacıların ise bağımsız bölümleri mevcut haliyle satın aldıkları, tapuda yapılan satış sözlemesi dışında yüklenici ile aralarında başkaca bir sözleşme bulunmadığı, davacı arsa sahiplerinin ise TBK"nın 477/3. maddesi uyarınca, gecikmeksizin ayıp ihbarında bulunmadıkları gerekçesiyle, davacı.... Sitesi Yönetim Kurulu Başkanlığı ile arsa sahiplerinden bağımsız bölüm satın alan davacılar yönünden davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacılar ile davacı arsa sahipleri yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Davacılar vekilinin, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan müvekkilleri hakkında verilen hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacıların bağımsız bölümleri mevcut haliyle satın aldıkları, tapuda yapılan satış sözlemesi dışında yüklenicinin eserdeki ayıptan sorumlu olacağına dair aralarında başkaca bir sözleşme bulunmadığı gerekçesiyle, bu davacılar yönünden davanın esastan reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin gerekçesinde isabet bulunmamaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmektedir. Ayıp; yasa yada sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır. Satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi gerekmektedir. Somut olaydaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu belirlenmiştir.
Yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacıların, tapudaki taşınmaz satış sözleşmesi dışında ayrı bir sözleşmeye gerek bulunmaksızın, anılan yasal düzenlemelere dayalı olarak istemde bulunabileceklerinin kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacılar yönünden de, davacı arsa sahiplerinde
olduğu gibi, gizli ayıbın ortaya çıktığı tarihten itibaren gecikmeksizin ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru olmamış ise de, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, HUMK"nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, yükleniciden bağımsız bölüm satın alan müvekkilleri hakkında verilen hükme yönelik temyiz itirazlarınnın kabulü ile, anılan davacılar yönünden mahkeme kararının gerekçesi değiştirilerek ve (HÜKÜM) bölümünün 3. bendinde “....l” ibaresinden sonra gelen ibarelerin çıkarılmasına, yerine “yönünden, davanın, gecikmeksizin ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle reddine” ibaresininin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.05.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi