10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/16560 Karar No: 2019/2394 Karar Tarihi: 14.03.2019
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/16560 Esas 2019/2394 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/16560 E. , 2019/2394 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Kesinleşen Kurum kararının değişmezliği, sürekli işgöremezlik derecesinin aynı kaldığı süre ile sınırlı olup, sigortalının lehine veya aleyhine, sürekli işgöremezlik derecesinin değişmesi halinde Kurum kararı da değişecektir. Kurumun da her zaman bu konuda sigortalıyı kontrol muayenesine tabi tutabileceğine dair 506 sayılı Kanunun 25. maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 94. maddesi dikkate alındığında, mahkemece yapılacak iş, raporlar arasındaki çelişkiyi gidererek yöntemince yapılacak araştırma sonunda karar vermek olacaktır. Bu yönde, sürekli iş göremezlik ve malullük halinin belirlenmesinde izlenecek yolun ne olduğu 506 sayılı Kanunun 109. maddesi ile 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun “Sağlık Raporlarının Usul ve Esasları”na dair 95. maddesinde hükme bağlanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesisleri tarafından raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı ilgililerin S.S. Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz hakları mevcuttur. Söz konusu kurulun raporlarının Kurumu bağlayacağı diğer ilgililer yönünden bağlayıcı olmayıp, Adli Tıp Başkanlığı veya Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalı konseylerinden Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmasını isteyebilecekleri 28.06.1976 tarih ve 6/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararının gereğidir. Öte yandan; Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporu arasında çelişki ortaya çıkması durumunda, çelişkinin Adli Tıp Kanunu"nun 15. maddesi gereği Adli Tıp Üst Kurullarınca giderilmesi gereklidir. Çelişkinin Yüksek Sağlık Kurulu ile Tıp Fakültelerinin ilgili ana bilim dalından alınan sağlık kurulu arasında çıkması halinde de, amacın uyuşmazlığı en geniş katılımlı bir kurul kararı ile sona erdirmek, yeni çelişkilerin ortaya çıkıp uyuşmazlığı çözümsüzlüğe itmeyi engellemek olduğu dikkate alındığında, ilgili Adli Tıp Üst Kuruluna başvurulmalı ve alınacak raporla uyuşmazlık sona erdirilmelidir. Eldeki dava dosyası incelendiğinde hak sahibinin açtığı tazminat dosyasına ait olduğu anlaşılan Adli Tıp Kurulu raporu uyarınca, anılan tazminat dosyasının celbi suretiyle yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar gözetilerek ilgili mevzuat hükümlerinde açıklanan prosedür ikmal edildikten, sigortalının maluliyet durumunun mesleki olup olmadığı açığa kavuşturulduktan, mesleki hastalık olması halinde ise tarafların kusur oranlarının ayrıntılı olarak değerlendirilebilmesi ve diğer dava dosyalarındaki kusur oranları arasındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla, uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden uygun bir kusur raporu alınması ve mevcut çelişkiler giderildikten sonra hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirir. O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 14.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.