10. Ceza Dairesi 2017/7606 E. , 2018/514 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Uyarlama üzerine mahkûmiyet ve tedavi denetimli serbestlik tedbiri
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Uyarlama yargılamasında zamanaşım süreleri işlemediğinden tebliğnamedeki bu yöne ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanık hakkında 21.11.2003 tarihinde 765 sayılı TCK"nın 404/2 ve 81. maddeleri uyarınca 10 ay 1 gün hapis cezası verildiği, bu kararın temyiz edilerek bozulduğu, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda 24.09.2004 tarihli kararla 5 ay 1 gün hapis cezası verildiği, bu kararın kesinleştiği, 01.06.2005 tarihinde 5237 sayılı ceza kanunu yürürlüğe girmesiyle yapılan uyarlama yargılaması üzerine; 28.10.2005 tarihli ek karar ile 10 ay hapis ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri verildiği, Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünce hükümlünün tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı, ancak uymaması ve 5560 sayılı Yasa ile TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişiklik üzerine 18.09.2007 tarihinde tekrar uyarlama yapılarak hükümlüye 5 ay hapis ve tedavi denetimli serbestlik kararı verildiği, hükümlünün yeniden Denetimli serbestlik Şube Müdürlüğü gözetiminde tedavi ve denetimli Serbestlik tedbirinin infazına başladığı ve 23.08.2010 tarihinde hükümlü hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararının gereklerine uyması üzerine cezanın infaz edilmiş sayılmasına karar verilmesi gerekirken, düşme kararı verildiği ancak 28.10.2005 tarihli mahkûmiyet hükmünde Anayasa"nın 40/2, 5271 sayılı CMK"nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddeleri uyarınca, hüküm fıkrasında, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; 28.10.2005 tarihli 2004/564 esas ve 2004/832 karar sayılı hükümde, başvuru şekli ve mercii yanlış belirtilip, Ağır Ceza Mahkemesine 7 gün içinde itiraz edileceği şeklinde belirtildiğinden hükmün kesinleşmediği, hükümlünün 18.11.2005 tarihli kanun yoluna başvurma dilekçesinin 28.10.2005 tarihli hükme yönelik olduğu kabul edilerek, yapılan incelemede;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulaması ilk olarak 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191. maddesinde düzenlendiği için, suç tarihi itibariyle hükümlünün bu suçu her hangi bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş olması mümkün olmadığından; bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan hükümlü hakkında, hükümden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değişik TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun"un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, hükümlünün temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 16.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.