20. Hukuk Dairesi 2015/17088 E. , 2017/5289 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 23.11.2011 havale tarihli dilekçesi ile davacıların murislerinin 1934 tarih ve 2510 sayılı iskan tapusuna istinaden ... ilçesi ... mevki Cilt 31 Sayfa 75 ve 76"da kayıtlı iki taşınmazın maliki olduklarını, murislerden ..."un ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1964/433 Esas sayılı dosyasında 1954 tarih ve 40 ve 41 sıra sayılı tapuları kapsayan taşınmazların ... sayılan yerlerden olmadığı iddiasıyla dava açtığını, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ancak hükmün Yargıtay 1. Hukuk Dairesince diğer murisin muvafakatının alınmadığı gereğine değinilerek bozulduğunu belirterek taşınmazların yeni ada ve parsel numaralarının tespiti ile Sarıyer Asliye Hukuk Makemesince karar verildiği üzere taşınmazların ... sayılmayan yerleden olduğunun tespiti ile davacılar adına tapuya tescilini talep etmiş, mahkemece davacı vekiline dava konusu taşınmazların ada, pafta ve parsel bilgilerinin tespit edilerek bildirilmesi için süre verildiği ve davacı vekilinin verilen kesin süreye rağmen taşınmazların ada, pafta ve parsel numaralarının dosyaya sunulmadığı gerekçesiyle ispat edilmeyen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ... kadastrosuna itiraza ve tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1938 yılında 3116 sayılı Kanun gereğince ... kadastrosu yapılmış, 03/03/1938 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve davacı vekilinin verilen kesin süre içerisinde davanın konusunu oluşturan taşınmazın tespite yarayacak ada, pafta ve parsel numaralarını bildirmemesi şeklindeki eylemin 6100 sayılı Kanunun 119/1-d maddesine aykırılık teşkil ettiğinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, dava dilekçesinin kapsamını belirleyen HMK"nun 119/1-d bendinde; "davanın konusu ve mal varlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değerinin" dava dilekçesinde gösterilmesi zorunludur. Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, birinci fıkranın a, d, e, f ve g bentleri dışında kalan hususların eksik olması halinde, hakim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir denilmiştir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılır, amir hükmü yer almaktadır. Görüldüğü gibi, HMK"nun 119/1-d bendi süre verilmesi gereken bentler kapsamı dışında bırakılmıştır. Aynı maddenin b, c, ç, ğ ve h bentlerinde birinin ve bir kaçının eksik olması halinde, aynı maddenin 2 madde ve fıkrası uyarınca süre verilmesi hüküm altına alınmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunun 16/3. maddesine göre; "değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemiş ise davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde dava dilekçesi muameleye konmaz." Her ne kadar anılan maddenin 3.
fıkrasında dava dilekçesi muameleye konulmaz denilmekte ise de, dava dilekçesi verilmek, esas defterine kaydedilmek ve bundan ayrı harca tabi ise harcını yatırmak suretiyle muameleye konulduğu konusunda bir duraksama olmamalıdır. Yani dava dilekçesi verilip kayıt numarası alındıktan sonra işleme konulmadığından söz edilemez. Bu nedenle, bu hükmün dava dilekçesinin reddi şeklinde yorumlanması ve bu biçimde anlaşılması gerekmektedir.
Mahkemece, her ne kadar davanın reddine karar verilmiş ise de, bu husus HMK"nın 370/2. maddesi uyarınca yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 1 nolu bendinde yer alan "davanın reddine" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, bunun yerine "HMK"nın 119/1 -d bendi ile 492 sayılı Harçlar Kanunun 16/3. fıkrası gereğince dava dilekçesinin reddine” ibaresinin yazılmasına ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/06/2017 günü oy birliği ile karar verildi.