9. Hukuk Dairesi 2014/37008 E. , 2016/7569 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
...
DAVA : Davacı banka, asıl davada maddi zararın ödetilmesine, birleşen davada ise ihbar tazminatı, maddi tazminat, manevi tazminat ile ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Asıl davada, davacı banka vekili, davalının 04/05/2005 tarihinde müvekkili bankada çalışmaya başladığını, 06/12/2005 tarihinde şubeye gelen bir kişiye yasak olmasına rağmen tedbirsiz bir şekilde kasasındaki paraları uzatarak tırnakçılık eylemine ortam hazırladığını, müfettiş raporu ile zimmetine para geçirdiğinin saptandığını, 28/11/2005 tarihinde noter ihtarnamesiyle iş akdinin feshedilerek ... suç duyurusunda bulunulduğunu iddia ederek zimmetine geçirdiği 1.700,00 USD kasa farkı alacağın zarar tarihi olan 06/10/2005"den itibaren ticari kredilere uygulanan en yüksek cari faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada, davacı işçi vekili, bankada meydana gelen bir olayda masumiyet karinesi hiçe sayılarak adeta yargısız infaz yaparcasına noter kanalıyla davacının hizmet akdine 28/12/2005 tarihinde son verildiğini,... 6.İş Mahkemesinin 2005/1166 Esas sayılı dosyasından tefrik edilen ve halen derdest olan ...6.İş Mahkemesinin 2013/7 Esas sayılı dava dosyasıyla irtibatı olduğundan dosyanın birleştirilmesine karar verilmesini beyanla 10.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, 2.000,00 TL 2 aylık maaş alacağı ve 1.000,00 TL ihbar tazminatı olarak toplam 63.000,00 TL"nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Asıl davada, davalı işçi vekili, açılan davanın iyi niyetli olmadığını, yıldırma amacına yönelik bulunduğunu savunarak davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada, davalı işveren vekili, taleplerin haksız oluduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacı bankanın zararına ilişkin açtığı alacak davası yönünden; benimsenen rapor doğrultusunda bankada vezne yetkilisi ünvanı ile çalışan davalı ..."ün bankacılık görevini ifa ederken meslek kuralları uyarınca zorunlu tedbirleri almadan teftiş kurulu raporunda da belirtildiği şekilde 1.700,00 USD banka zararının oluşmasında ağır kusuru bulunduğundan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı (Birleşen dosyada davacı) ..."ün açtığı alacak davası yönünden ise, işçi ..."e isnat edilen zimmet olayının meydana gelmediği, beraat kararının Yargıtay"ca onandığı anlaşılmakla benimsenen raporda belirtilen miktarla sınırlı olarak ihbar tazminatı talebinin kabulüne, 2 aylık maaşının davadan önce ödendiği, maddi ve manevi tazminat talebinin somut olarak delil ve belgelerle kanıtlanamadığı ve şartlarının oluşmadığı kanaatine varılarak bu taleplerin reddine, karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Davacı/Birleşen Dosyanın Davalısı İşverenin Temyizi Yönünden:
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5.maddesine göre iş mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 Sayılı HMK geçici 3. Madde 1. Fıkrasına göre; “Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca ...’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2. Fıkrasına göre; Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK.nun 427/2 maddesi uyarınca temyiz edilemez.
Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında, “ 5521 sayılı yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15. maddesindeki düzenleme gereği HUMK.nun 427 maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir.
Dosya içeriğine göre temyize konu edilen ihbar tazminatının miktarı 945,38 TL olup, karar tarihi itibariyle 1.890,00 TL"lik kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davacı/Birleşen dosyanın davalısı işverenin temyiz isteminin H.U.M.K."nun 427/2, 432/4 maddeleri, uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
2- Davalı/Birleşen Dosyanın Davacısı İşçinin Temyizi Yönünden:
a-) Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı/birleşen dosyanın davacısı işçinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
b-) Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı/birleşen dosyanın davalısı işveren lehine hükmedilen vekalet ücretinin miktarı noktasında toplanmaktadır.
Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifenin “Manevi Tazminat Davalarında Ücret” başlıklı 10.maddesinin 3. bendi, “Bu davaların tamamen reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” hükmünü içermektedir.
Somut uyuşmazlıkta, işçinin manevi tazminat istemi tümüyle reddedildiğine göre, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ..."nin yukarıda açıklanan 10/3.maddesi uyarınca, davacı/birleşen dosyanın davalısı işveren lehine maktu yerine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın, (2.) bendinin vekalet ücretleriyle ilgili paragrafında yeralan “manevi tazminat yönünden 5.800,00 TL olmak üzere toplam 8.800,00 TL” rakam ve sözcüklerinin hükümden çıkartılarak yerine, “manevi tazminat yönünden 1.500,00 TL olmak üzere toplam 4.500,00 TL” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalı-birleşen dosya davacısına yükletilmesine, 28/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....