23. Hukuk Dairesi 2015/2291 E. , 2016/3000 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen üyeliğin tespiti, tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 17.11.2014 gün ve 2343 Esas, 7316 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife yaptığı müracaatla 30.08.1996 tarihinde 10 no"lu yönetim kurulu kararı ile kooperatife ortak olduğunu, ödemelerini eksiksiz olarak yaptığını, 26.02.2001 tarihli kur"a zaptı ile 1 parselde kayıtlı 11 no"lu bağımsız bölümün müvekkili adına tahsis edildiğini, kur"ada davalı ..."un da müvekkili ile birlikte hissedarmış gibi tutanaklarda ismine yer verildiğini, davalı kooperatifin müvekkilinin ortaklık payına düşen daireyi yolsuz bir şekilde diğer davalı ... adına 20.11.2008 tarihinde tescil ettirdiğini, müvekkilinin ne kooperatiften payını devrederek çıktığını, ne de kooperatif tarafından çıkarıldığını, bu nedenle müvekkilinin kooperatif üyeliğinin tespitinin gerektiğini, davalı ..."un müvekkilinin ortaklık payı ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, adı geçen davalının 02.06.2001 tarihinde ...."un ortaklık payını alarak kooperatife dahil olduğunu, bu devirden sonra anılan davalının davalı kooperatifte yöneticilik yaptığını, yöneticiliği sırasında yaptığı usulsüz işlemlerle davacının payına kendisini ortakmış gibi gösterdiğini, kooperatiflerde payın bölünmesinin zaten mümkün olmadığını, tüm bunlara rağmen müvekkilinin ortaklık payının yolsuz olarak davalı kooperatif tarafından diğer davalı ..."a yolsuz olarak tescil edildiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı olduğunun tespitini, davalı ... adına yolsuz olarak tescil edilen 11 no"lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin davalı kooperatife 30.08.1996 tarih ve 10 no"lu yönetim kurulu kararıyla 1/2 oranında davacıyla birlikte ortak kaydedildiğini, müvekkili ile davacının evli iken, 06.09.2010 tarihinde boşandıklarını, 2001 yılındaki kur"a çekilişi ile 11 no"lu villanın davacı ve müvekkiline isabet edildiğini, daha sonra müvekkilinin ... isimli kooperatif ortağından, bu ortağa ait sabit fiyatlı ortaklığı devraldığını, ortaklığın devrinin 02.06.2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile kabul edildiğini, daha sonra davacı ve müvekkilinin birlikte verdikleri 15.06.2001 tarihli dilekçe ile ortaklıktan çıkma isteğinde bulunduklarını, kooperatif yönetim kurulunun 25.08.2001 tarih ve 66 sayılı kararı ile, 11 no"lu villanın müvekkili ..."a sabit bedelli devredilmesi koşuluyla çıkma isteğinin uygun görüldüğünü, böylece müvekkilinin ..."dan devraldığı sabit bedelli ortaklık ve villa hakkına karşılık, 11 no"lu villayı aldığını, çıkma istekleri kabul edilen davacı ve müvekkiline ödemelerin çekle yapılması konusunda yönetim kurulunun karar aldığını, ödemelere ilişkin alınan çeklerin davacının görev yaptığı banka şubesinden tahsil edilerek davacının hesabına geçirildiğini, davalı kooperatif tarafından gönderilen ihtarnameye verilen 12.08.2005 tarihli cevabi ihtarda ...."un ortak olmadığının taraflarca beyan ve kabul edildiğini, ayrıca davacının boşanma davası sırasında dava konusu edilen bağımsız bölüme tedbir konulmasını istediğini, bu nedenle dava konusu bağımsız bölümün kendine ait olmadığını esasen kabul etmiş olduğunu, başlangıçta karı koca olarak bir ortaklığa müştereken sahip olmanın mümkün olduğunu, ortaklık bedellerinin davacı tarafından ödendiği iddiasının da doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı kooperatif temsilcileri, davalı ..."un Şubat 2001 yılında yapılan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, görevini 08.05.2004 tarihine kadar sürdürdüğünü, davacının kooperatife yaptığı ödemelerin 2001 yılı Mayıs ayına kadar devam ettiğini, bu tarihten sonra yapılan bir ödemeye rastlanılmadığını ancak, bu tarihten kooperatifin site yönetimine devredildiği 2008 yılına kadar bir üyenin yaptığı ödemenin 22.000,00 TL"nin üzerinde olduğunu, kooperatif kayıtlarında üyelik aidatlarının davacıya iade edildiğinin gözüktüğünü, üyelerin 2005 yılından itibaren yazlıkta tatil yaptığını, Kasım 2008"de kat irtifakı, Mayıs 2009"da kat mülkiyeti tapuları dağıtıldığını, davacının bu tarihlerden dava tarihine kadar dairenin kendisine ait olduğuna ilişkin sözlü veya yazılı bir müracaatta bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının ortaklıktan istifasının yönetim kurulunca kabul edilerek karar defterine işlendiği, davacıya istifa ettiği ortaklıktan kaynaklı muhtelif tarih ve bedellerde geri ödemelerin yapıldığı, geri ödemeleri aldıktan sonra davacının davalı kooperatife hiç bir şekilde aidat ödemesinin bulunmadığı, kooperatifin genel kurul toplantılarına katılmadığı, kooperatife bu yönde bir başvurusunun olmadığı, ... Noterliğinde düzenlenen ihtarnamede açıkça davalı kooperatifin ortağı olmadığını ikrar ettiği, Aile Mahkemesi"ne verdiği dava dilekçesinde davaya konu taşınmazın davalıya ait olduğunu tevilli olarak ikrar ettiği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 17.11.2014 tarih ve 2343 E., 7316 K. sayılı ilamıyla onanmıştır.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 03,20 TL harç ve takdiren 261,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 10.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.