8. Hukuk Dairesi 2009/6043 E. , 2010/430 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ Asliye Hukuk Mahkemesi
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kabulüne dair ...r 1.Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 21.11.2008 gün ve 140/391 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.02.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kâğıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilen 6031 ada 2 parsel A Blok 11 nolu bağımsız bölümün alımında vekil edeninin katkısının %50 olduğunun kabul edilerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000.000.000 liranın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili ise, davacının evin alımına hiç bir katkısının bulunmadığını, zira taşınmazın vekil edeninin annesine ait dükkanın satılmasıyla elde edilen paranın vekil edenine verilmesi, vekil edeninin arkadaşlarından borç alması ve gene vekil edeni tarafından kredi çekilerek elde edilen paranın kullanılması ile edinildiğini, davalının savurgan, gece hayatı ve kumar alışkanlığı olan bir kişi olması nedeniyle tasarruf etmesinin de zaten olanaklı bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş ve davacının boşanmadan sonra vekil edeninden çeşitli zamanlarda borç aldığını ileri sürerek davanın aleyhlerine sonuçlanması halinde davacıya borç verilen miktarın belirlenerek mahsup edilmesini istediklerini bildirmiştir.
Mahkemece, “.... dava konusu taşınmazın 200.000.000 TL’ye satın alındığını,dairenin yarı parasının davalının annesi tarafından, kalan yarı parasının da taraflarca karşılandığının kabulünün gerektiğini, bankada çalıştıkları anlaşılan taraflardan davalının 1/2 hisseye katkı oranının % 46,72 olup, bu durumda dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin 75.000,00 YTL olması karşısında davalının katkısının 17.500,00 YTL olduğu, ancak taleple bağlı kalınması gerektiği” görüşünden hareketle 10.000,00 YTL katkı payının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 6.9.1980 tarihinde evlenmişler, 6.10.2000 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 4.1.2001 tarihinde boşanmışlardır. Katkı payı alacağı davasına konu 11 numaralı daire 28.8.1992 tarihinde alınarak davalı kadın adına tescil edildiğine göre, uyuşmazlığın Borçlar Kanunu genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir
Dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, tanık beyanları, keşif, bilirkişi raporları ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, dava tarihindeki değerinin 75.000,00 YTL olduğu belirlenen ve 1992 yılında 200.000.000 TL" ye alındığı anlaşılan taşınmazın yarı bedelinin o tarihte davalının annesi tarafından karşılandığı açıklandığına, kalan yarı parasının ise bankada memur olarak çalıştıkları anlaşılan, düzenli gelire sahip eşler tarafından birlikte karşılandığının kural olarak kabulü gerektiğine, eşlerin evlendikleri 1980 yılından dava konusu taşınmazın edinildiği 1992 yılına kadar olan dönemdeki gelirleri çalıştıkları bankalardan edinilen bilgiler doğrultusunda doğru biçimde değerlendirildiğine göre, aşağıda belirtilen hususlar dışında diğer temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır
Ne var ki; kararlılık kazanmış Yargıtay uygulamalarına göre, 743 sayılı TKM"nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu bir tarihte alınan taşınmaz için katkı payı alacağı belirlenirken; tarafların her birinin toplam gelirinden kişisel harcamaları ile kocanın 743 sayılı TKM’nin 152. maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü uyarınca yapması gereken harcamalar çıktıktan sonra yapabilecekleri tasarruf miktarı belirlenmeli, bundan sonra toplam tasarruf miktarı karşısında davacı eşin tasarruf oranı bulunmalı, bulunan bu oran dava konusu mal varlığının dava tarihindeki değeri ile çarpılarak katkı payı alacağı tespit edilmelidir. Davacının kişisel harcamaları hesaplanırken davalı tarafından ileri sürülen ve bazı tanık beyanları ile de doğrulanan yaşantısının dikkate alınması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. TKM’nin 152. maddesi ve davacının kişisel harcamalarına etkili olacak yaşantı tarzı ile yukarıda belirtilen ilkelerin dikkate alınmadığı yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilmesi ve davalının davacıya yaptığı bazı ödemeler nedeniyle mahsup isteğinde bulunmuş olmasına rağmen bu konuda olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılmamış olması doğru değildir.
Tüm bu açıklamalar nedeniyle davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve 185,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene davalıya iadesine 02.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.