MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kabulüne dair Kartal 1.Aile Mahkemesinden verilen 09.07.2009 gün ve 787/938 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.02.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi. Başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:


K A R A R

Davacı ... vekili; evlilik birliği içinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilen 2964 ada 1 parsel B Blok 13 nolu bağımsız bölümün edinilmesinde vekil edeninin katkısının bulunduğunu açıklayarak yeni mal rejimi hükümleri uyarınca taşınmazın dava tarihindeki değerinin ½ sine karşılık gelecek şekilde ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000 YTL’nin faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
Davalı ... ... vekili ise, dava konusu taşınmazın vekil edenine babasından miras yolu ile intikal eden 1438 ada 123 parsel sayılı taşınmazın 150.000.000 TL’ye satılması sonucu elde edilen paranın bir kısmının kullanılması ile kooperatif hissesi olarak 1993 yılında edinildiğini, bu paradan artan miktarın 31.8.2001 tarihine kadar devam eden kooperatif aidatlarının ödenmesinde kullanıldığını, aidatların bir kısmının da vekil edeninin söz konusu kooperatifte yönetici olarak çalışması karşılığında verilen maaş ve huzur hakları ile karşılandığını, dolayısı ile davacının bu taşınmazın edinilmesine en ufak bir katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın 05.05.2004 tarihinde davalı adına tescil edildiği, taşınmazın 01.01.2002 tarihinden sonra kazanılması nedeniyle 4721 sayılı Medeni Kanun hükümleri uyarınca edinilmiş mallara katılma rejimine tabi edinilmiş mal olduğu gerekçesiyle; “ davanın kabulüne ve davalının davacıya fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 15.000 TL ödemesine” karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 12.08.1976 tarihinde evlenmişler, 5.5.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 23.2.2007 tarihinde boşanmışlardır. Kartal 1. Bölge Tapu Sicil Müdürlüğünün 05.05.2004 günlü cevabi yazısındaki açıklamaya göre; alacak isteğine konu 13 numaralı daire, öncesi itibariyle SS ... Konut Yapı Kooperatifi adına kayıtlı iken 8.6.2007 tarihinde tahsis yolu ile davalı eş adına tescil edilmiştir. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgeler ile SS. ... Konut Yapı Kooperatifinin 17.4.2007 hakim havale tarihli cevabi yazısı dikkate alındığında; davalı ...’in adı geçen kooperatife 8.9.1993 tarihinde üye olduğu ve kooperatif ödemelerinin 2001 yılının 6. ayında bittiği anlaşılmaktadır.Bu durumda taşınmazın edinilme tarihinin; davalı adına sicilin oluştuğu tarih değil de ödemelerin bittiği tarih olduğu hususunda duraksamamak gerekir.Ödemelerin bittiği tarih 2001 yılı olduğuna ve bu tarih 743 sayılı TKM’nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin bulunduğuna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Mahkemece yapılacak iş, tarafların iddia ve savunmaları, gelir durumları ve davacının TKM’nin 152. maddesinden kaynaklanan iaşe yükümlülüğü de gözetilerek bilirkişiden davalıya ait taşınmazın edinilmesine sağlayabileceği katkı miktarı konusunda görüşünün de alınması suretiyle taşınmazın edinilme tarihindeki bilirkişi marifetiyle tespit edilecek bedeline davacı kocanın katkı oranını bulmak ve taşınmazın dava tarihinde belirlenmiş değeriyle bulunan oranın çarpımı sonucunda davacının varsa katkısını tespit etmekten ibarettir. Açıklanan yönler üzerinde durulmadan ve dava konusu taşınmazın daha sonra davalı adına tescil edilmesi nedeniyle gerçek edinme tarihinde yapılan hata sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulüyle usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve 202,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 02.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.