23. Hukuk Dairesi 2015/5061 E. , 2016/2990 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ..."nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin davalının ortağı olduğunu, 1996 yılından 2003 yılına kadar düzenli şekilde aidat ödediğini, kendisine yönetim kurulu kararı ile tahsis edilen konutun teslim edilmediğini, bu konutun bulunduğu bloğun yapımından imar mevzuatı nedeniyle vazgeçildiğini, eşdeğer konut da verilmediğini ileri sürerek, tahsis edilen konutun, olmadığı takdirde eşdeğer konut tahsisine karar verilmesini istemiş, ıslah isteminde bulunarak 32.152,00 YTL tazminatın tahsiline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin taşınmazlarına ilişkin durumunun belirsiz olduğunu, imar ve inşaat ruhsatlarının bulunmadığını, dava konusunun hukuken imkansız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 01.11.2010 tarih ve 2009/4886 E., 2010/11000 K. sayılı ilamıyla; davalının inşa ettiği konutların kaçak olması nedeniyle yıkımına karar verildiği, kararın kesinleştiği ve yıkım ihalesinin yapıldığı, davacıya tahsis edilen konutun imar mevzuatı engeli nedeniyle yapılamayacağının sabit olduğu, davalının diğer ortaklarına tahsis edilen konutların da yıktırılması ihtimali bulunduğu, eşitlik ilkesi dikkate alındığında, davalının, konut tahsis edilmemesi nedeniyle davacıya tazminat ödeyebilmesi için, diğer ortaklarının tamamına veya en azından bir kısmına yasaya uygun şekilde konutlarını vermesi gerektiği, şayet, kaçak inşa edilmeleri nedeniyle diğer ortaklara verilen konutların tamamı yıkılacaksa bu aşamada davacının tazminat talep etmesinin mümkün olmayacağı, davalının diğer ortaklarına tahsis ve teslim ettiği konutların akıbetleri araştırılıp, yıkılıp yıkılmayacaklarının belirlenmesi, hukuken yıkılmayacakları kesinleştiği takdirde davacının tazminat talep edebileceği, aksi halde bu aşamada tazminat isteminin yerinde olmadığı dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalı kooperatifin yaptırdığı konutların tamamının kaçak olduğu, kaçak yapılarla ilgili yıkım kararları alındığı ve kesinleştiği, binaların yıkımı işinin ihale aşamasında olduğu, kaçak inşa edilmeleri nedeniyle diğer ortaklara verilen konutların tamamının yıkılacağı, eşitlik ilkesi gereği davacının bu aşamada tazminat talep etmesinin mümkün olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle daha sonra imar durumunun değişmesi ile inşaatın yasal hale geldiğinin belirlenmesi halinde dava açılabileceğinin tabii olmasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.