15. Ceza Dairesi 2017/30675 E. , 2021/2250 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşüldü;
Sanıkların ... Orman Ürünleri isimli iş yerini işlettikleri, kendilerinden 966-TL"lik ürün alan katılandan aynı bedelli bono aldıkları, bono üzerinde oynama yapıp bedeli 30.966-TL olarak değiştirdikleri, bu bono ile aldıkları ihtiyati haciz kararını kullanarak katılan hakkında haciz işlemi uyguladıkları, bu şekildeki hileli hareketleriyle haksız menfaat temin ettikleri ve resmi belgede sahtecilikte bulundukları iddia edilen somut olayda; sanık savunmaları, katılan beyanı, bilirkişi raporları ile diğer deliller ve tüm dosya kapsamına göre, bononun katılan tarafından sanıklara verildiğinin ve arada ticari ilişki bulunduğunun sabit olduğu, sanıkların aşamalarda değişmeyen savunma beyanlarıyla bono üzerindeki değişikliğin katılanın alım miktarını artırması nedeniyle kendi bilgisi ve rızası dahilinde yapılmış olduğu, bu durumun bilirkişi incelemesi yaptırılan ticari kayıtlarla örtüştüğü, sahtecilik kastı ve yapılan değişiklikte aldatma kabiliyeti bulunmadığı, katılanın haciz esnasında borcu kabul edip sonrasında sanıklara 15.000 TL"lik iki adet çek vermesi nedeniyle ayrı bir şüphe hali oluştuğu, bu nedenlerle sanıkların beraatine dair mahkeme kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu ile sanıkların beraati yerine mahkumiyetlerine hükmedilmesi gerektiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/10/1978 tarih ve 2/324-350 sayılı kararında belirtildiği üzere; vekalet ücretinin tayininde esas ilke olarak sanıkların adedi ya da sanığın birden çok suç işlemiş olmasının değil, usulünce açılan ve avukat tarafından takip edilen davaların adedinin esas alındığı ve taraflara yükletilecek avukatlık ücretinin her dava için ayrı ayrı tayinini öngördüğü, buna göre, ayrı ayrı dava açılmadıkça ücreti vekaletin de ayrı ayrı tayin ve takdiri mümkün bulunmaması karşısında, kendilerini aynı vekille temsil ettiren ve beraatlerine karar verilen sanıklar lehine tek bir vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, ayrı ayrı vekalet ücreti takdirine hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasından sanıklara vekalet ücreti verilmesine ilişkin kısımların çıkartılarak yerlerine, "Sanıklar kendilerini aynı vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihi itibari ile yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince belirlenen 3.000 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak adı geçen sanıklara verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.