10. Hukuk Dairesi 2016/12901 E. , 2019/2364 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava,rücuan alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalılar ... Enerji A.Ş., ... İnş. Taah. Ltd. Şti. avukatları ile ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara,toplanan delillere göre davacı Kurum ve temyiz eden davalılar vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmektedir.
İnceleme konusu davada; 22.02.2012 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda vefat eden sigortalının hak sahiplerine ödenen gelir ve cenaze yardımının tahsilinin talep edildiği,dosyada alınan 27.09.2015 tarihli kusur raporunda davalı asıl işveren ... Enerji A.Ş. %10, alt işveren ... İnş. Taah. Ltd. Şti. %40, alt işveren şirket yöneticileri ve işveren vekilleri ...,..., ... %5’er, şantiye şefi ... %5, vinç operatörü ... %5, sigortalı %25 oranında kusurlu bulunduğu, mahkemece kusur raporu esas alınarak davanın kabulü yönünde karar verildiği anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesi 1. fıkrası ile “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş olup, 21. maddenin 4. fıkrası ise 3. kişilerin sorumluluğu" İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir." şeklinde düzenlenmiştir.
5510 sayılı Yasanın 21. maddesine göre rücu alacağından sorumluluk belirlenirken kural olarak, işveren yönünden 1. fıkraya göre gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılıp düşük (az) olan tutar esas alınmalı, üçüncü kişi bakımından ise 4. fıkra gereğince gerçek zarar gözetilmeksizin gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı benimsenmeli ve bunlara kusur oranları uygulanmalı ise de işveren ve üçüncü kişinin birlikte taraf olarak yer aldığı, başka anlatımla aynı anda 1. ve 4. fıkralara dayalı uyuşmazlıklarda, anılan fıkralarda yer alan hükümlerin nasıl anlaşılması ve giderek ne şekilde uygulama yapılması gerektiği önem arz etmektedir; İşverenin müteselsilen sorumlu olacağı tutar, 1. fıkra gereğince kendi kusur payı gözetilerek sorumlu tutulacağı miktarın (gelirin ilk peşin sermaye değeri x işverenin kusur oranı), üçüncü kişinin 4. fıkraya göre sorumlu olacağı tutar (gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı x üçüncü kişinin kusur oranı) ile toplamı kadar olmalı, kanun koyucunun getirdiği “gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı” sınırlaması karşısında üçüncü kişinin müteselsilen sorumlu tutulacağı miktarın ise, gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı ile işveren de dahil olmak üzere tüm davalıların kusurları toplamının çarpımı sonucu elde edilecek tutar kadar olması gerekmektedir. Bu yaklaşım ve uygulama, işvereni, iç ilişkide üçüncü kişiye rücu edemeyeceği miktarı Kuruma ödemek zorunda bırakmadığından da hakkaniyete uygundur.
Dosya kapsamından; ... İnş. Taah. Ltd. Şti.’nin ortakları olan davalılar ..., ... ve ...’ın olayda 3. kişi konumunda oldukları değerlendirilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Davalı şirket ortaklarının işveren vekili mi yoksa 3. kişi mi oldukları araştırılarak tespit edilmeli, bu tespitten sonra davalı şirketler ile davalı 3. kişilerin sorumlulukları 5510 sayılı Yasanın 21/1-4 maddesi gereğince saptanmalıdır. Ayrıca hükmü temyiz etmeyen diğer davalılar ... ve ... yönünden Kurum lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu hususu gözetilmelidir.
Kabule göre de; 3. kişi kabul edilen davalıların 5510 sayılı yasanın 21/4. maddeye dayalı sorumlulukları ilk peşin değerli gelirin yarısının toplam kusur karşılığı olması gerekirken sadece yarısının alınması yerinde değildir.
Mahkemece açıklanan hususlarda eksik inceleme ve araştırma yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup,bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum ve davalılar ... Enerji A.Ş., ... İnş. Taah. Ltd. Şti. avukatları ile ..., ... ve ...’ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılar ... Enerji A.Ş., ... İnş. Taah. Ltd. Şti."ne iadesine, 13.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.