Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/4134
Karar No: 2018/9073

Defter ve belgeleri ibraz etmemek - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/4134 Esas 2018/9073 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Bu kararda, bir mükellefin defter ve belgelerini ibraz etmemesi suçundan mahkum edildiği belirtiliyor. Ancak, mahkemenin kararı hukuka uygun değil. İlk olarak, defter ve belgelerin ibrazı için yapılan tebligatın hukuken geçerli olmaması gerektiği belirtiliyor çünkü incelemenin dairede yapılması gerektiği belirtilen nedenlerden birinin varlığı önceden belirlenmeden yapılmış. Ayrıca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmaması gerektiği belirtiliyor çünkü zarar kavramı, manevi zararları kapsamıyor ve defter ve belge ibraz etmeme suçunda somut bir zarar gözetilmediği için bu kurumun uygulanması mümkün değil. Bunun yanı sıra, suç tarihinin hatalı yazıldığı ve ceza miktarının hatalı belirlendiği belirtiliyor. Sonuç olarak, mahkeme kararı bozuluyor ve kanun maddelerine uygun şekilde tekrar değerlendirilmesi gerekiyor. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri ise şöyle:
- 213 sayılı Kanun'un 139/2. maddesi
- 5271 sayılı CMK'nın 231/6-c maddesi ve bendi
- 5904 sayılı Yasanın 23. maddesi
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/a-2. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi
- 5320 sayılı
11. Ceza Dairesi         2016/4134 E.  ,  2018/9073 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Defter ve belgeleri ibraz etmemek
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1-213 sayılı Kanun"un 139/2. maddesinde incelemenin dairede yapılmasını gerektiren nedenlerden birinin varlığı önceden belirlenmeden faaliyetini sürdüren mükelleflere defter ve belgelerin ibrazı için yapılan tebligatların hukuken geçerli olmayacağı cihetle; sanığın defter ve belgeleri ibraz etmesine ilişkin yazının tebliğ edildiği 18.05.2010 tarihi itibariyle işyerinin faal olduğu, tebligatın iş yeri adresinde sanığa tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından, incelemenin dairede yapılmasına imkan veren 213 sayılı Yasanın 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulup, buna ilişkin bir tespiti varsa belgesini dosyaya ibrazının istenmesi aksi takdirde, yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmayacağından atılı suçun yasal unsurlarının oluşmayacağının gözetilmemesi,
    2- Kabule göre de;
    a) Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda bu anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceğinden, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kurumunun uygulanmamasına dair gerekçede idarenin zararının giderilmediğinden bahsedilmesi,
    b) Suç tarihinin gerekçeli karar başlığında, defter ve belgelerin ibrazı için tebligatın yapıldığı tarihten itibaren 15 günlük sürenin sonu olan “03.06.2010” yerine, “2010” olarak yanlış yazılması,
    c) 16/06/2009 tarihinde yürürlüğe giren 5904 sayılı Yasanın 23. maddesiyle yapılan değişiklik ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 359/a-2. maddesinde yazılı cezanın alt sınırının 18 aya çıkarıldığı gözetilmeden eksik ceza tayini,
    d) 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 13.11.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi