1. Hukuk Dairesi 2020/1586 E. , 2021/2591 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece bakım görevinin yerine getirilmediği gerekçesi ile ... yönünden bedel iadesinin kabulüne, ... yönünden husumetten reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca istinaf edilmiş, istinaf mahkemesince erilen esastan red kararı davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ölünceye kadar bakma akdine dayalı bakım borcunun yerine getirilmediği iddiası ile açılmış tapu iptali ve tescil olmaz ise tazminat isteklerine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 1, 38 ve 40 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu Sebahattin’e ölünceye kadar bakma akdiyle temlik ettiğini, ancak oğlunun bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kendisini yanından kovduğunu, taşınmazları geri almaması için traktör alarak borçlandığını ve icra yolu ile satışını sağlayarak diğer davalı, gelini İnci üzerine kaydettirdiğini belirterek akdin feshi ile tapu kaydının iptali ve adına tescilini olmadığı takdirde tazminat istemiştir.
Davalılar, bakım yükümlülüğünün yerine getirildiğini ancak davacının, ben köyümden, evimden, annenizden ayrı kalamam diyerek yanlarından ayrıldığını buna karşın üç beş günde bir köye giderek bakım ihtiyaçlarını gidermeye devam ettiklerini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı ... tarafından bakım görevinin yerine getirilmediği gerekçesi ile davacının ölünceye kadar bakma akdini fesh etme hususunda haklı olduğu ancak dava tarihi itibariyle bakım borçlusuna temlik edilen taşınmazların cebri icra yoluyla satıldığı ve diğer davalı ... adına tescil gördüğü, İnci yönünden pasif husumet yokluğu bulunduğundan husumetten reddine,... yönünden tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş, taraflarca yapılan istinaf başvurusu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince esastan ret edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının maliki olduğu tarla niteliğindeki 1, 38 ve 40 parsel sayılı taşınmazlarını Keşan Tapu Müdürlüğü’nün 21.03.2012 tarih 2613 yevmiye no’lu ölünceye kadar bakma akdi ile davalı ...’a temlik ettiği, taşınmazların Keşan İcra Müdürlüğü’nün 2012/4516 Esas sayılı dosyasında diğer davalı ... tarafından ihale sonucu satın alındığı ve 03.09.2015 tarihinde tescil edildiği kayden sabittir.
Bilindiği gibi, ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) 511.) maddesinde, “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.” olarak tarif edilmiştir. ./..
Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekir ki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu sosyal konumuna ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları TBK"nin 617 (BK"nin 517.) maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan her birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.
Öte yandan, TBK"nin 617/son (BK"nin 517/son) maddesi hükmüne göre; “Hâkim, sözleşmenin önel verilmeksizin feshini yerinde bulabileceği gibi, taraflardan birinin istemiyle veya kendiliğinden, aile topluluğu içinde yaşamalarına son vererek, bakım alacaklısına ömür boyu gelir bağlayabilir.”
Uyuşmazlığın değinilen TBK"nin 617/son (BK"nin 517/son) maddesi uyarınca çözüme bağlanması, bakım yükümlülüğünün bir arada yaşamak suretiyle yerine getirilmesi imkanlarının ortadan kalktığı yada büyük ölçüde sınırlandığı haller için düşünülmelidir. Bunun yanı sıra, takdir edilecek irat, yanların özel ve ekonomik durumlarına uygun ve adil olmalıdır.
TMK’nin 1023 maddesi hükmüne göre;“Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.”
Somut olaya gelince, davacının oğlu olan davalı ...’in bakım yükümlülüklerini yerine getirmediği benimsenmek suretiyle karar verilmesi doğrudur. Ancak ölünceye kadar bakma akdinin feshi benimsenerek sonuca gidildiğine göre tescilin iptalinin mümkün bulunduğu göz önüne alınarak sözleşme akidi olan davalıdan taşınmazı devralan davalı kayıt maliki İnci’nin diğer davalı ...’in eşi davacının da gelini olduğu gözetildiğinde TMK’nin 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanma imkanı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davacının tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, kayıt maliki davalının sözleşmenin tarafı olmadığı gerekçesiyle tapu iptal tescil isteğinin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Davacının değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 Sayılı HMK’nin 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Keşan 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.