1. Hukuk Dairesi 2018/1885 E. , 2018/10849 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, işlerinin kötüye gitmesi, bankalara ve üçüncü kişilere borçlarının artması nedeniyle alacaklılardan korunmak amacıyla eşi ..... ile 1/2’şer oranda paydaş oldukları kat mülkiyetine tabi 558 ada 8 parseldeki 2 no’lu dükkanı, yakın dostları ve arkadaşları olarak gördükleri dava dışı ....e 31.10.1996 tarihinde satış göstermek suretiyle temlik ettiklerini, memur olan ......’nin taşınmaz kaydının üzerinde kalmasını istemediğini bildirmesi üzerine, talimatı doğrultusunda 30.09.1998 tarihinde taşınmazı eşinin annesi olan davalıya yine satış göstermek suretiyle aktardığını, ancak son yıllarda eşi ile aralarında geçimsizlik başlayınca davalının taşınmazı elden çıkarma çabası içerisine girdiğini, öte yandan anılan yerin alımı sırasında satış bedelinin 1.200-Tl’sini kendisi, 1.000-Tl’sini eşi ödediği halde, yarı yarıya tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının 6/11 payının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu yeri yatırım amaçlı dava dışı .....’den bedelini ödeyerek satın aldığını, davacı ile arasında herhangi bir temlikin sözkonusu olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu işlemin yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği, davacının iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar Dairece, “Hemen belirtmek gerekir ki; taraflar damat - kayınvalide olsalar da iddianın 05.02.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca yazılı belge ile kanıtlanması zorunludur. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 6. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 190. madde hükmü uyarınca iddiasını ispatla mükellef olan davacının eldeki davada olduğu gibi böylesi bir delili bulunmuyorsa nihai olarak başvuracağı çare akidine yönelteceği yemindir.Bilindiği üzere, HMK"nin 225. maddesinde açıkça; "Yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun
./..
kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır" hükmü düzenlenmiştir. Somut olaya gelince; davacı, dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmış olup, yargılama sırasında da karşı tarafa yemin teklif ettiğini bildirerek bu doğrultuda yemin metnini hazırlayıp evrak arasına sunduğu halde, mahkemece, davacı tarafa yemin hakkı kullandırılmadan, iddiasının yazılı belge ile ispatlanması gerektiğinden bahisle sonuca gidilmiş olması doğru değildir. Hâl böyle olunca, davacının yemin deliline dayandığı gözetilerek, hazırladığı yemin metninde belirtilen hususlardan; davalının kendisinden kaynaklanan (onun zatından sadır olmuş) vakıalar ve fiiller hakkında davalı tarafa yemin önerme olanağının tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafça yöneltilen yeminin davalı tarafından eda edilmesi karşısında kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş; olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 31.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....