Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/2396 Esas 2020/14330 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/2396
Karar No: 2020/14330
Karar Tarihi: 10.11.2020

Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2020/2396 Esas 2020/14330 Karar Sayılı İlamı

19. Ceza Dairesi         2020/2396 E.  ,  2020/14330 K.

    "İçtihat Metni"



    5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’na aykırılık suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ın, anılan Kanun"un 63/10. maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 52. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmalarına, sanık ... hakkındaki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/5. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/09/2017 tarihli ve 2016/724 esas, 2017/395 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 08/11/2018 gün ve 94660652-105-34-8874-2018-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/06/2020 gün ve KYB-2020/46259 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
    Anılan ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre,
    1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir” şeklindeki 193/2. maddesi karşısında, usulüne uygun şekilde sanık sıfatıyla sorgusu yapılmayan sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ın haklarında mahkûmiyet hükmü kurulamayacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde savunma hakkının kısıtlanması suretiyle mahkûmiyetlerine karar verilmesinde,
    2- Müştekilerden habersiz, bilgileri kullanılarak adlarına hat çıkartıldığı ve söz konusu hatların sanıklara ait iş yerlerinden çıkartıldığının tespit edildiğinden bahisle mahkûmiyetlerine karar verilmiş ise de; benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 05/06/2017 tarihli ve 2016/14662 esas, 2017/5322 karar sayılı ilâmında "...sanığın soruşturma aşamasında sözleşmenin kendi bayisinden yapıldığını kabul etmemesi karşısında; sanığın üzerine atılı suçun sabit olduğuna karar verilebilmesi için, suça konu abonelik sözleşmesi aslı dosyaya getirtilerek, belge üzerinde en azından müştekinin eli ürünü olup olmadığına dair bir imza incelemesi yapılması, sanığın usulüne uygun biçimde duruşmaya çağrılması ve delillerini sunma imkanı tanınması gerekirken,..." şeklinde belirtildiği üzere, mahkemede sorgusu yapılan sanık ..."ın kendisine gösterilen sözleşmedeki kaşe ve imzaların kendisine ait olmadığını savunması ve sanıklar ... ile ..."ın hazırlık aşamasında Cumhuriyet Savcılığındaki ifadelerinde suçlamaları reddetmeleri, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ın mahkemece dinlenilip delillerini sunma imkânının kendilerine tanınmaması karşısında, söz konusu hatlara ilişkin abonelik sözleşmesi asıllarının dosyaya temin edilerek tüm sanıkların imza ve yazı örnekleri temin edilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, gerekçeli kararda atılı suçu adı geçen sanıkların işlemiş olduğuna dair hiçbir delil ve gerekçeye yer verilmeden, yalnızca sanıklara ön ödeme teklif edilip ödeme yapılmaması üzerine sanıkların eylemlerinin sabit olduğundan bahisle yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde,
    İsabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Suçtan doğrudan doğruya zarar gören ve yargılamaya katılma hakkı bulunan kurum olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu dava ve duruşmadan haberdar edilmeden yargılama sonlandırıldığı gibi, adı geçen kuruma gerekçeli kararın da tebliğ edilmediği, bu haliyle kesinleşmiş bir kararın varlığından söz edilmeyeceği ve anılan kararın kanun yararına bozma istemine konusu yapılamayacağı anlaşılmakla;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin REDDİNE, 10/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.