22. Hukuk Dairesi 2015/25292 E. , 2018/3860 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, alacak davasının kabulü ardından müvekkilinden teminat olarak alınan senedin işçilik alacaklarına yakın bir miktar yazılarak icraya konulduğunu, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek icra takibinin durdurulmasını, ... 4. İcra Müdürlüğü"nün 2014/15978 esas sayılı takibin iptali ile müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve müvekkili hakkında icra takibi yapılması nedeniyle %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davalı vekilince her ne kadar davalıya borç para verildiği, senedin buna istinaden alındığını beyan etmiş ise de, işverenin sosyal ve ekonomik yönden güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkesi gereğince iş hukukunda düzenlenen belgelere karşı tanık dinlenmesi yoluna gidildiği, ekonomik yönden zayıf olan ve mesleği şoförlük olan bir işçinin maaşından kat kat fazla olan 15.000,00 TL"yi işverene karşı borçlanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının işçilik alacaklarına ilişkin açtığı dava tarihi ile takip tarihi birarada değerlendirildiğinde davaya konu senedin davacı tarafından davalı işyerine işe girerken verilen teminat senedi olup davalının davacıya borcuna karşılık verdiği ispatlanamadığından davanın kabulüne ve icra takibine geçen davalının takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu kabul edilerek asıl alacağın %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre iş mahkemelerinin görevi, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya iş kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesidir. İşçi sıfatını taşımayan kişinin talepleriyle ilgili davanın, iş mahkemesi yerine genel görevli mahkemelerde görülmesi gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca, 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanununun 2. maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde bu kanun hükümleri uygulanmaz.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 3. maddesine göre esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak belirtilmiştir. 507 sayılı Kanun, 5362 sayılı Kanun’un 76. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve maddenin ikinci cümlesi ile diğer kanunların 507 sayılı Kanuna yaptıkları atıfların 5362 sayılı Kanuna yapılmış sayılacağı açıklanmıştır.
Esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan işyerinde üç kişinin çalışması halinde, 4857 sayılı Kanun’un 4. maddesinin (ı) bendi uyarınca, bu işyeri İş Kanununun kapsamının dışında kalmaktadır. Maddede üç işçi yerine “üç kişi”den söz edilmiştir. Bu ifade, işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsamaktadır. İşinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri 4857 sayılı Kanuna tabi olacaktır.
Somut olayda; davacının davalı tarafından iş akdine haksız şekilde son verilildiği iddiası ile açtığı işçilik alacaklarına ilişkin dosya Dairemizin 2014/21971 esas, 2015/34029 karar sayılı ilamı ile işletmenin niteliği ve görev hususu yönünden bozulmuştur. Eldeki dosyada da temel uyuşmazlık bu husustur. Davacının çalışmalarının 21/06/2005 tarihinden sonraki dönemde gerçekleştiği anlaşılmakla, işyerinde çalışan kişi sayısı ve davalının da beden gücünü ortaya koyarak çalışması bulunup bulunmadığı tespit edilerek davacının 4857 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmalıdır. Görev hususunun kamu düzeninden olduğu ve mahkemenin görevli olup olmadığını re"sen incelemesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.