5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/16558 Esas 2020/14323 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/16558
Karar No: 2020/14323
Karar Tarihi: 10.11.2020

5607 sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/16558 Esas 2020/14323 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 5607 sayılı Kanuna aykırılık suçundan verilen ve aracın nakliyesinde kullanılan aracın iadesine de karar verilen hüküm temyiz edilmiştir. Yargıtay, aracın iadesi kararının hukuka uygunluğu halinde şahsın araç üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı ve bu durumun mülkiyet hakkına müdahale olabileceği, ancak Yargıtay denetiminin bu sakıncaları ortadan kaldıracağı sonucuna varmıştır. Nakliye aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebi reddedilirken, mahkumiyet hükmüne yönelik talep yerel mahkemenin yeniden değerlendirmesine bırakılmıştır. 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile eklenen düzenlemeyle eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarıya kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilirken, kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasına olanak tanındığı belirtilmiştir. Sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunludur. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri 5607 sayılı Kanun'un 3/22. maddesi, 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesi, 7242 sayılı Kanun'un 61. maddesi, 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun'un 5/2. maddesi ve geçici 12
19. Ceza Dairesi         2019/16558 E.  ,  2020/14323 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet, nakil aracının iadesi


    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Yerel Mahkemece kurulan mahkumiyet hükmüyle birlikte, 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi ve 5237 sayılı Kanun"un 54. maddesindeki şartların gerçekleşmemesi sebebiyle, nakilde kullanılan aracın iadesine de karar verildiği, iade kararının, araç hakkında açılmış müsadere davasının konusu olması bakımından, bozma kararıyla birlikte aracın iadesi hükmünün de ortadan kalkacağı, bu durumda yeniden yapılacak yargılama sonucunda tekrar iade kararı verilmesi halinde, kanun yollarının tüketilmesi de dahil, bu kararın kesinleşmesinin uzun bir süre geçtikten sonra mümkün olacağı, kanun yolu denetiminde aracın iadesi kararının hukuka uygun bulunması halinde, bu süre zarfında şahsın, aracı üzerindeki hukuki tasarruf hakkından mahrum kalacağı, aksi durumun ise AİHS ek 1 protokolün 1. maddesi ve Anayasa"nın 35. maddesiyle güvence altına alınan mülkiyet hakkına haksız müdahale oluşturacağı, Yargıtayca bu aşamada yapılacak denetimin söz konusu sakıncaları ortadan kaldıracağı gibi, yargılamanın makul sürede bitirilmesi ilkesinin yerine getirilmesi bakımından da gerekli olduğu değerlendirilerek, temyize konu mahkeme hükmü ceza ve müsadere bakımından ayrı başlıklarda incelenmekle;
    1- Nakil aracının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Nakilde kullanılan aracın iadesine ilişkin mahkeme gerekçesi yerinde olmakla, temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden TEMYİZ İTİRAZLARININ REDDİYLE İADE KARARININ ONANMASINA,
    2- Mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ise;
    Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar ile katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeyen HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 10/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.