17. Hukuk Dairesi 2015/7169 E. , 2018/300 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın yaptığı tek taraflı kazada, araç içinde yolcu olarak bulunan davacının annesi ..."in öldüğünü, davacı ..."un ölen annesinin desteğinden mahrum kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 07.07.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 38.152,77 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, poliçe teminat limitiyle sınırlı olarak ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davadan önce temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 38.152,77 TL. tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacı ..."un desteği olan ..."in, davalı tarafın sigortaladığı araçta yolcu olması itibariyle, kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığı gözetildiğinde, kusur yönünden rapor aldırılmayışında bir usulsüzlük bulunmamasına; tazminatın hesaplanmasında, işleyecek (bilinmeyen) devreye esas gelirin belirlenmesi bakımından, bilinen en son asgari ücretin esas alınmasında
bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, 6098 sayılı TBK"nun 53/3. (818 sayılı BK"nun 45/2.) maddesi gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmeleri için muhtaç oldukları paranın ödettirilmesidir. Yani, haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse, TBK"nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda, öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede, destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin, baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Davacı ..."un desteği olan annesi ..., kaza tarihinde 19 yaşında olup bekardır. Desteğin nüfus kaydı ile anne babasının sağ olduğu sabit olduğuna göre, bu kişilerin de ölen ..."ten destek alma haklarının bulunduğu açıktır. Ayrıca, destek ..."in, kaza nedeniyle ölmeyip yaşaması halinde, ölüm tarihindeki yaşı itibariyle evlenip çocuk sahibi olma ihtimalinin bulunduğu ve muhtemel çocuklarına da destek payı ayıracağı, payların belirlenmesi sırasında dikkate alınmalıdır. Mahkemenin hükme esas aldığı 25.05.2014 tarihli raporda; desteğin anne babasının hayatta olduğu ve bu
kişilerin de destekten yoksun kalma tazminatı talep haklarının bulunduğu gözetilerek, davacı ... için destek paylarının, destek alacağı 6 yıllık dönem için % 30 ve sonraki 12 yıl için % 15 olarak belirlenmesi suretiyle hesaplama yapıldığı görülmektedir.
Davacının hak kazanacağı destekten yoksun kalma tazminatının doğru biçimde hesaplanması bakımından, destek paylarının net biçimde belirlenmesi gerektiği halde; davacı dışındaki hak sahiplerinin destek alma haklarının olduğu dikkate alınarak, davacının destek paylarının belirlendiği şeklindeki soyut bilirkişi raporu yetersiz olup; bu rapora göre karar verilmesi de eksik inceleme mahiyetindedir.
Bu durumda mahkemece; desteğin yaşı ve yeniden evlenip çocuk sahibi olma ihtimalinin bulunduğu, çocuklarının olması halinde onlara da gelirinden pay ayıracağı; destek, evli ve çocuk sahibi olsa dahi, anne babasına destek olmaya devam edeceği hususları gözetilmek suretiyle; desteğin, davacı dışında ilk çocuğunun olacağı zamana kadar 2 payın desteğe- 1 payın davacı kızına- birer payın ana babaya ayrılacağı; muhtemel çocukların olacağı süreler içinde desteğe 2 pay- eşe 2 pay- çocuklara birer pay ile ana babaya da birer pay ayrılacağı esasına göre davacının alacağı destek paylarının kademeli olarak tespiti, saptanan paylara göre davacının hak kazanacağı tazminatın hesaplanması için, başka bir aktüerya bilirkişisinden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, destek paylarının hatalı belirlendiği rapordaki hesaplamaya göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun "tazminat miktarının tayini" başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; "Tazminatın tenkisi" başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md)ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Somut olayda; davacı desteği ..."in, davalı tarafından trafik sigortalı araçta yolcu olduğu, sigortalı araç sürücüsü Dursun"un kaza anında 23 mg/dl alkollü olduğu, ceza
dosyasında alınan beyanlarda, sürücü ile desteğin birlikte yaşadıklarının ifade edildiği, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle kazanın gerçekleştiği, davacı desteği ..."in alkollü sürücünün aracına bilerek bindiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece; davacı desteği ..."in alkollü sürücünün aracına bilerek binmekle müterafik kusurlu olup olmadığı, BK"nun 44. maddesi (TBK 52. md) uyarınca tazminattan hakkaniyete uygun indirim gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29.1.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.