17. Hukuk Dairesi 2015/7142 E. , 2018/295 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı kazada, araç içinde yolcu olarak bulunan davacının imam nikahlı eşi ve desteği ..."nin öldüğünü, davacının ölenin desteğinden yoksun kaldığını, davalı sigortacıya tazminat ödemesi için başvurulduğu halde davalının ödeme yapmadığını ve zarardan sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 31.05.2013"ten işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 26.09.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 72.014,64 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davaya konu edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, ölene resmi evlilik akdi ile bağlı olmayan davacının tazminat talep hakkının bulunmadığını, kazada sigortalı araç sürücüsünün kusuru olmadığını ve karşı araç sürücüsünün kusuruyla kazanın gerçekleştiğini, davacının kusuru ve zararı ispat etmesi gerektiğini, davadan önce tüm belgelerle birlikte usulünce yapılmış başvuru olmadığından temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 72.014,64 TL. destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 31.05.2013"ten işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; destek kavramının, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini ifade ettiği, eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçek1eşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimsenin destek sayılacağı, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişinin destek sayılacağı, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmeyip bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı hususları gözetildiğinde, davacının dini nikahlı eşi olan ..."nin davacının desteği olduğunun ve davacının tazminat talep hakkı bulunduğunun kabulünde bir usulsüzlük görülmemesine; davacı desteği ..."nin, davalı tarafından trafik sigortalı araçta yolcu olduğu ve kazanın oluşumunda bir kusurunun bulunmadığı gözetildiğinde, kusur konusunda rapor alınmayışında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, 6098 sayılı TBK"nun 53/3. (818 sayılı BK"nun 45/2.) maddesi gereğince destekten yoksun kalma tazminatı ist... ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmeleri için muhtaç oldukları paranın ödettirilmesidir. Yani, haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse, TBK"nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda, öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede, destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi
bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin, baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Davacı ..."ın desteği olan eşi ..., kaza tarihinde 35 yaşında olup anne babasının sağ olduğu nüfus kaydı ile sabit olduğuna göre, bu kişilerin de ölen ..."den destek alma haklarının bulunduğu açıktır. Mahkemenin hükme esas aldığı 22.09.2014 tarihli raporda; destek ..."nin çocuksuz olarak öldüğü ve davacı ..."ın çocuksuz eş olarak ölenden % 45 oranında destek alacağı kabulüyle hesaplama yapıldığı görülmektedir. Destek ..."nin, kaza nedeniyle ölmeyip yaşaması halinde, ölüm tarihindeki yaşı itibariyle çocuk sahibi olma ihtimalinin bulunduğu ve muhtemel çocuklarına da destek payı ayıracağı; annesi Teslime ve babası Ali"nin, kaza tarihi itibariyle hayatta olduğu ve bu kişilerin de destek tazminatı talep hakkı bulunduğu hususları gözetilmeden, davacı için destek payının % 45 olarak belirlenmesiyle yapılan hesabı içeren rapor hatalıdır.
Bu durumda mahkemece; desteğin yaşı ve çocuk sahibi olma şansının bulunduğu, çocuklarının olması halinde onlara da gelirinden pay ayıracağı; destek, evli ve çocuk sahibi olsa dahi, anne babasına destek olmaya devam edeceği hususları gözetilmek suretiyle; desteğin ilk çocuğunun olacağı zamana kadar 2 payın desteğe- 2 payın eşi davacıya- birer payın ana babaya ayrılacağı; çocukların olacağı süreler içinde desteğe 2 pay- eşe 2 pay- çocuklara birer pay ile ana babaya da birer pay ayrılacağı esasına göre davacı eşin alacağı destek paylarının kademeli olarak tespiti, saptanan paylara göre davacının hak kazanacağı tazminatın hesaplanması için, başka bir aktüerya bilirkişisinden rapor alınarak karar verilmesi gerekirken, destek paylarının hatalı belirlendiği rapordaki hesaplamaya göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davalı vekili, davaya konu kazaya karışan karşı aracın trafik sigortacısı Dubai Starr Sigorta A.Ş. ile bu aracın malik ve sürücüsüne davanın ihbarını talep etmiş olmasına rağmen, bu hususta herhangi bir karar verilmediği, davalıya ilgili kişilere davayı ihbar etme imkanı tanınmadığı görülmektedir. Davalı sigortacının, dava sonunda ödeme yapması halinde, ödediği bedel için, kazadaki kusuru oranında karşı araç ilgililerine rücu hakkının bulunduğu gözetilmek suretiyle, 6100 sayılı HMK"nun 61 vd. maddelerindeki usule
uygun ihbar dilekçesinin davalı tarafından sunulması halinde, davanın ihbarı yönünde işlem tesisi gerekirken, bu hususun yerine getirilmemiş olması da usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
4-Davalı ... şirketi, kazaya karışan ve davacı desteğinin ölümüne neden olan aracın trafik sigortacısı olup 2918 sayılı KTK"nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafın usulünce yaptığı bir başvuru olmadığı takdirde ise, davalı sigortacının dava tarihinde mütemerrit olduğunun kabulü gerekir.
Davacı taraf, dini nikahlı eşi olan ve birlikte yaşadığı ..."nin ölümü nedeniyle tazminat ödenmesi için davalı sigortacıya 15.05.2013 tarihinde başvurmuş; başvurusunda, destek ile davacının fiili bağını ortaya koyan herhangi bir belgeyi davalıya teslim etmemiştir. Davalı tarafından, anılan belgenin sunulması istendiği halde de bu belgeyi sunmamış olduğundan, hak sahipliğini denetleme imkanı olmayan davalı sigortacının, davadan önce temerrüde düştüğünün kabulü mümkün görünmemektedir. Bu nedenlerle, hükmedilecek tazminat için, dava tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken, temerrüt tarihi olarak kabul edilen 31.05.2013"ten faize karar verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 29/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.