16. Hukuk Dairesi 2018/2480 E. , 2018/3748 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 109 ada 48, 113 ada 56, 120 ada 31, 41, 69, 229 ve 343 parsel sayılı sırasıyla 4.735.63, 2.976.15, 378.50, 391.34, 306.67, 1.446.21 ve 1.026.15 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve satın almaya dayanılarak davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazların kök muris ...’tan kaldığını ve mirasçılar arasında taksim edilmediğini ileri sürerek dava açmıştır. Asli müdahiller ... ve arkadaşları, davacıyla aynı gerekçelere dayanarak davaya katılmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ve asli müdahillerin davalarının reddine, dava konusu taşınmazların tespit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ve asli müdahiller vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların ortak miras bırakan ...’ten kaldığı ve mirasçılar arasında yöntemine uygun şekilde taksim edildiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı ...’ten kaldığı yönünde yanlar arasında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir paylaşmanın yapılıp yapılmadığı yönünde toplanmıştır. Kural olarak, mirasçılar arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra tüm mirasçıların bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendi payına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Saptanan dava niteliği ile az yukarıda vurgulanan hukuksal olgular dikkate alındığında, yerel mahkemece yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Mahkemece ortak mirasbırakan ...’in terekesinin murisin ölüm tarihinden sonra tüm mirasçıların katılımıyla yöntemine uygun şekilde taksim edilip edilmediği, taksim neticesinde hangi mirasçı yada mirasçılara miras paylarına karşılık olarak terekeden hangi menkul yada gayrimenkullerin verildiği ayrıntılı ve somut şekilde saptanmamış, keşifte dinlenilen bilirkişi ve tanıkların beyanlarının yetersiz, soyut ve gerekçesiz sözlerden ibaret olduğu gözetilmeksizin eksik inceleme ile hüküm kurulmuştur. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle, ortak miras bırakanın terekesine dahil olup, kadastro sonucunda miras bırakan ya da mirasçıları adına tespit ve tescil edilen dava dışı başka taşınmaz mallar bulunup bulunmadığı ayrıntılı şekilde araştırılmalı, varsa sözü edilen taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve dayanakları belgeler ile davalı iseler dava dosyaları dosyaya getirtilmeli, murisin terekesine dahil menkul mallar bulunup bulunmadığı araştırılarak, bulunmakta ise nitelikleri, adetleri ve değerleri belirlenmeli, mirasçılar arasında aynı nitelikte Kadastro Mahkemesinde görülmekte olan davalar varsa, davalar arasında fiili ve hukuki irtibatın varlığı, davalardan biri hakkında verilecek hükmün, aynı nitelikteki diğer davanın sonucunu etkileyeceği göz önüne alınarak dava dosyalarının birleştirileceği düşünülmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, tespit bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıkları ile bir fen bilirkişisinin katılımıyla keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan kök muris ...’in ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir paylaşım yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise dava konusu taşınmazın hangi mirasçı ya da mirasçılara isabet ettiği, diğer mirasçı ya da mirasçılara miras paylarına karşılık menkul yada gayrimenkul olarak terekeden ne verildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile tespit tutanağı içeriğinin çelişmesi halinde tespit bilirkişilerinin tümü taşınmaz başında dinlenilerek çelişki giderilmeye çalışılmalı, mirasçılar arasında görülüp sonuçlanan ve kesin hükme bağlanan davalar varsa bu davalarda verilen hükümler gözönüne alınmalı, murisin terekesine dahil olan dava dışı taşınmazların tespit tutanakları içeriklerinde paylaşma olgusuna yer verilip verilmediği yönü üzerinde durulmalı, uyuşmazlığın niteliğine göre deliller değerlendirilirken paylaşmada her bir mirasçıya eşit yüzölçümde ve eşit verimlilikte taşınmaz ya da ekonomik yönden aynı parasal değerde menkul mal isabet etmesinin paylaşmanın koşulu olmadığı gözönünde tutulmalı, taksim neticesinde bir mirasçıya miras payına karşılık olarak menkul mal verilmiş ise niteliği ve adedi somut şekilde belirlenmeli, fen bilirkişisine keşfi takibe imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, dava konusu 113 ada 56 parsel sayılı taşınmazın Arıklar Göleti’nin suları altında kaldığı keşfen belirlendiğine göre taşınmaz hakkında mülkiyetin tespiti yerine tescile karar verilmesi de isabetsiz olup, davacılar ve asli müdahiller vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 04.06.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.