21. Hukuk Dairesi 2015/16405 E. , 2016/949 K.
"İçtihat Metni"
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmesi ve davalı vekili tarafından duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve kanuni gerektirici nedenlere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazası sonucu sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, 223.848,40 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27.11.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; zararlandırıcı olayın tarafından iş kazası olduğunun tespit edildiği, davacı sigortalının sürekli iş göremezlik derecesinin % 51 olduğu, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde davacı sigortalının % 20 oranında ortak kusurlu bulunduğunun belirtildiği, Mahkemece 2013 yılında yapılan emsal ücret araştırması sonucunda yazı cevabında net 900,00 TL ücret alabileceğinin belirtildiği, bilirkişi hesap raporunda emsal ücret esas alınarak asgari ücretin 2.14 katı üzerinden yapılan hesaplama sonucu 223.848,40 TL maddi zararın tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Kusurun aidiyet ve oranı uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının veya hak sahiplerinin maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise sigortalının imzası bulunan iş yeri kayıtlarından saptanacağı, iş yeri kayıtlarının bulunmaması veya gerçek durumu yansıtmadığının anlaşılması halinde ise işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
.../...
Somut olayda, emsal ücret bildirecek nitelikte olmadığı gibi, kaza tarihi olan 2007 yılı için net 650,00 TL ücret bildirilmesine rağmen 2013 yılında yazılan müzekkereye verilen cevapta bildirilen net 900,00 TL ücretin hesaplamaya esas alınması doğru olmamıştır.
Yapılacak iş; gerçek ücretin tespit edilebilmesi için, işyerinde benzer nitelikte iş yapan diğer işçilerin ücretleri de araştırılarak, tespit edilememesi halinde davacı sigortalının yaptığı iş, yaşı, kıdemi belirtilmek suretiyle ilgili meslek odalarından ve gerektiğinde olay tarihinde alabileceği emsal günlük net ücretleri sormak, buradan gelen neticelere göre hakkaniyete ve hayatın olağan akışına uygun olacak şekilde ücretin tespit edilerek, taraflar yararına oluşan kazanılmış haklara da riayet edilerek davacının maddi zararını yeniden hesaplatmak ve çıkacak sonuca göre talep aşılmadan bir karar vermekten ibarettir.