
Esas No: 2016/13841
Karar No: 2019/2309
Karar Tarihi: 13.03.2019
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/13841 Esas 2019/2309 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesidir.
Dava, 02.04.2008 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu %46 oranında sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan peşin sermaye değerli gelirin, ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin ve yapılan tedavi masraflarının tahsili istemine ilişkin olup, Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda davalı işveren şirket %60, kazalı %40 kusurlu kabul edilmek suretiyle, davanın kabulüne karar verilmiş ise de verilen karar eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
Mahkemece sigortalı tarafından davalılar ... İnşaat Limited Şirketi, ... ve ..."a karşı açılan tazminat dosyasında alınan ve hükme esas alınan kusur raporunda; davalı işveren şirket ... İnş. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. %60, kazalı %40 kusurlu bulunmuş, ceza davasında sanık olarak yargılanmakta olan ... ile ..."in kusurlu olduklarının henüz kesinleşmemiş olduğu, bu aşamada ilgili kişilerin tespit edilebilmiş şahsi kusurlarının olmadığı belirtildiği anlaşılmaktadır.
Dava dışı ... ve ..."in sanık olarak yargılandıkları ceza davası sonucu verilen düşme kararı her ne kadar bağlayıcı değilse de, ceza davasında alınan kusur raporunda ... ve ..."in asli kusurlu bulunduklarının anlaşılması karşısında ceza dosyasında alınan kusur raporu ile tazminat dosyasında alınmış olup eldeki davada hükme esas alınan kusur raporu arasında çelişki ortaya çıktığı anlaşılmakla; işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden ceza dosyasında alınan kusur raporu da gözetilmek suretiyle kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, ortaya çıkan çelişki de giderilecek şekilde hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.