Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/9283 Esas 2021/1980 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/9283
Karar No: 2021/1980
Karar Tarihi: 01.03.2021

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2019/9283 Esas 2021/1980 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın resmi belgede sahtecilik suçu işlediği iddiasıyla yargılandığı dava sonuçlanmıştır. Dosya içerisinde bulunan nüfus cüzdanında yapılan incelemede, suça konu belgenin aldatma niteliği taşımadığı sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, sanığın beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırı bulunmuştur. Ayrıca, Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 2. fıkrasına aykırı şekilde tebliğ işlemi yapılmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. ve 21/2. maddesi
- 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda eklenen Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine 2. fıkra
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53. maddesi
- 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 321. maddesi
11. Ceza Dairesi         2019/9283 E.  ,  2021/1980 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinin 1. fıkrasındaki “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresine yapılır.” hükmü ile 6099 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda anılan maddeye eklenen 2. fıkrasındaki “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükümlerine aykırı olarak, yokluğunda verilen kararın ilk olarak sanığın sorgusunda bildirdiği “Baştarla Mahallesi .../Zonguldak“ adresi yerine, doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkartılıp, Kanunun 21/2. maddesine göre 17/03/2013 tarihinde muhtara tebliği işleminin usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında, sanık ve müdafinin öğrenme üzerine 25/03/2015 ve 27/03/2015 tarihli temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    1-Sanığın, mağdur ... adına düzenlenmiş nüfus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırıp kullanmak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; her ne kadar Mahkemece 25/10/2011 tarihli bilirkişi raporuna atıf yapılmak suretiyle suça konu belgenin aldatma niteliği bulunduğu belirtilerek atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu kabul edilmiş ise de, dosya içerisinde aslı bulunan suça konu nüfus cüzdanı üzerinde Heyetimizce yapılan gözlemde; Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’in 130. maddesinin 2. fıkrasında yer alan ‘‘soğuk damga fotoğrafın üzerine gelecek ve fotoğrafın görüntüsünü bozmayacak şekilde ve nüfus cüzdanının plastikle kaplanması işleminden sonra ay-yıldıza doğru uygulanır.’’ hükmüne uygun şekilde fotoğrafın ön yüzündeki soğuk damga izi ile arka yüzündeki izdüşümünün farklı olduğu ve bu hali ile suça konu belgenin aldatma niteliğinin bulunmadığı anlaşılmakla; unsurları itibarıyla oluşmayan atılı suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi yasaya aykırı,
    2-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.