15. Ceza Dairesi 2020/6796 E. , 2020/11955 K.
"İçtihat Metni"
Bedelsiz senedi kullanma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12/09/2019 tarihli ve 2017/21782 soruşturma, 2019/24623 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Kayseri 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 16/10/2019 tarihli ve 2019/4359 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10/06/2020 gün ve 94660652-105-38-2199-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 15/06/2020 gün ve 2020/51529 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Somut olayda, şüpheli hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan, müşteki vekilinin, şüphelinin sahibi olduğu şirkete ait iş yerinden yapılan alış-veriş nedeniyle imzalanan bir senette müştekinin kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, söz konusu senet hakkında müşteki aleyhine Kayseri 4. İcra Müdürlüğü"nün 2007/8394 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, icra takibi üzerine müştekinin şüpheli ile irtibat kurarak şüphelinin iş yerinde takibe konu borca karşılık kredi kartı kullanmak suretiyle değişik zamanlarda toplamda 4.800,00 TL ödeme yaptığı ayrıca elden makbuz karşılığında da ödemelerde bulunulduğu, son olarak müştekinin 28/07/2008 tarihinde 2.300,00 TL kalan borcu yine kredi kartı ile taksitle ödediği, müştekiye borcun bittiğinin söylenmesine rağmen müşteki aleyhine borç hiç ödenmemiş gibi Kayseri 4. İcra Müdürlüğü"nün 2007/8394 esas sayılı dosyasında icra işlemlerinin devam ettiği, yapılan icra takibi nedeniyle müştekinin maaşına haciz geldiğinden bahisle şüpheli hakkında şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturmada, müştekiden iddiasına delil oluşturacak fatura, makbuz vb. evrak istenildiği ancak müştekinin dosya içerisine herhangi bir belge sunmadığı, Kayseri 4. İcra Dairesinin 05/09/2019 tarihli yazısı ile müşteki aleyhine yapılan 2007/8394 esas sayılı icra takibine herhangi bir itirazın yapılmadığının tespit edildiği, müştekinin şüpheliye olan söz konusu borcunu ödediğine yönelik dosyaya sunmuş olduğu Yapıkredi Bankası hesap özetindeki hesap hareketleri dışında, ifadesinde belirttiği elden ödemeye dair makbuz, fatura veya belge bulunmadığı, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair müştekinin soyut beyanı dışında her türlü şüpheden uzak, maddi, inandırıcı delil elde edilemediği, şüpheli hakkında kamu davası açılmasının AİHM İçtihadları ve Anayasa ile güvence altına alınmış ""Lekelenmeme hakkı"" ile bağdaşmayacağı ve bu nedenle şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair iddianame tanzim etmek için yeterli şüphe oluşmadığı gerekçesi ile Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca 12/09/2019 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair verilmiş ise de; müştekinin icra dosyasına konu borcu ödediğine ilişkin banka hesap ekstrelerini sunması karşısında; icra dosyası ve Ticaret Mahkemesi dosyalarının onaylı suretlerinin celbi ile, dosyanın bilirkişiye tevdii suretiyle, müşteki tarafından borcun tamamen veya kısmen ödenip ödenmediği, tamamen veya kısmen ödenen kısım için icra takibine devam edilip edilmediği hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesi yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müşteki vekilinin, şüphelinin sahibi olduğu şirkete ait iş yerinden müşteki ve eski eşi tarafından yapılan alış-veriş nedeniyle imzalanan bir senette müştekinin kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, söz konusu senet hakkında müşteki aleyhine Kayseri 4. İcra Müdürlüğü"nün 2007/8394 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, icra takibi üzerine müştekinin şüpheli ile irtibat kurarak şüphelinin iş yerinde takibe konu borca karşılık kredi kartı kullanmak suretiyle değişik zamanlarda toplamda 4.800,00 TL ödeme yaptığı ayrıca elden makbuz karşılığında da ödemelerde bulunulduğu, son olarak müştekinin 28/07/2008 tarihinde 2.300,00 TL kalan borcu yine kredi kartı ile taksitle ödediği, müştekiye borcun bittiğinin söylenmesine rağmen müşteki aleyhine borç hiç ödenmemiş gibi Kayseri 4. İcra Müdürlüğü"nün 2007/8394 esas sayılı dosyasında icra işlemlerinin devam ettiği, yapılan icra takibi nedeniyle müştekinin maaşına haciz geldiğinden bahisle şüpheli hakkında şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturmada, müştekiden iddiasına delil oluşturacak fatura, makbuz vb. evrak istenildiği ancak müştekinin dosya içerisine herhangi bir belge sunmadığı, Kayseri 4. İcra Dairesinin 05/09/2019 tarihli yazısı ile müşteki aleyhine yapılan 2007/8394 esas sayılı icra takibine herhangi bir itirazın yapılmadığının tespit edildiği, müştekinin şüpheliye olan söz konusu borcunu ödediğine yönelik dosyaya sunmuş olduğu Yapıkredi Bankası hesap özetindeki hesap hareketleri dışında, ifadesinde belirttiği elden ödemeye dair makbuz, fatura veya belge bulunmadığı, şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair müştekinin soyut beyanı dışında her türlü şüpheden uzak, maddi, inandırıcı delil elde edilemediği, şüpheli hakkında kamu davası açılmasının AİHM İçtihadları ve Anayasa ile güvence altına alınmış ""Lekelenmeme hakkı"" ile bağdaşmayacağı ve bu nedenle şüphelinin üzerine atılı suçu işlediğine dair iddianame tanzim etmek için yeterli şüphe oluşmadığı gerekçesi ile Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca 12/09/2019 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair verilmiş ise de; müştekinin icra dosyasına konu borcu ödediğine ilişkin banka hesap ekstrelerini sunması karşısında; icra dosyası ve Ticaret Mahkemesi dosyalarının onaylı suretlerinin celbi ile, dosyanın bilirkişiye tevdii suretiyle, müşteki tarafından borcun tamamen veya kısmen ödenip ödenmediği, tamamen veya kısmen ödenen kısım için icra takibine devam edilip edilmediği hususunda ve ayrıca müştekinin; şüpheliyi aradığı zaman şüphelinin kendisine eski eşinin başka borçları nedeniyle bu takibe devam ettiğini söylediğini beyan etmesi ve ödemelerin senet miktarından çok olması da dikkate alınarak borcun ve ekstrelerdeki ödemenin sebebinin ve örtüşüp örtüşmediğinin şirket kayıtlarından araştırılması için bilirkişi incelemesi yaptırılması, sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, itirazın reddine ilişkin Kayseri 3. Sulh Ceza Hâkimliğinin 16/10/2019 tarihli ve 2019/4359 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 14/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.