Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/1726 Esas 2017/5230 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1726
Karar No: 2017/5230

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/1726 Esas 2017/5230 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, taşınmazın ortaklığın giderilmesi davasıdır. Taşınmaz üzerinde bulunan yapı ve eklentileri mülkiyet hakkı kapsamında sayıldığından, arza malik olan bütünleyici parçalarına da malik olacağından bunlarında arzla birlikte satışına karar verilir ve bedeli tüm paydaşlara tapudaki payları oranında dağıtılır. Ancak ortak taşınmaz üzerindeki muhtesatın tüm paydaşlara değil de bir kısmına ait olduğuna ilişkin tapuda şerh varsa veya bu olguyu tüm paydaşlar oybirliği ile kabul etmekte ise arzın ve muhtesatın değerleri esas alınarak oran kurulması ve satış parasının bu orana göre dağıtılması gerekir. Bu esaslar doğrultusunda, dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değerleri saptanmalı, bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunmalı, bu toplam değer arzın ve muhtesatın değerine ayrı ayrı oranlanarak yüzde olarak ne kadarının arza ne kadarının muhtesata isabet ettiği belirlenmeli ve satış sonucunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılması gerekmektedir. Kanun maddeleri ise, Türk Medeni Kanunu'nun 684. maddesi olarak belirtilmiştir.
20. Hukuk Dairesi         2017/1726 E.  ,  2017/5230 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ve davalıların ... ili, ... ilçesi ... köyü 652 ada 4 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduklarını beyan ederek taşınmazın aynen taksimi mümkün olmadığından taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ve satışın paydaşlar arasında açık arttırma suretiyle yapılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden davaya konu taşınmaz üzerinde 10 adet bağımsız bölüm bulunan kargir yapı bulunduğu ve söz konusu kargir yapının 2. kat doğu cephesindeki dairenin davalılardan ...’ya, diğer bağımsız bölümlerin ise davalı ...’a ait olduğu davacının taşınmaz üzerindeki binanın muhtesatıyla bir ilgisinin bulunmadığının uyuşmazlık konusu olmadığı anlaşılmaktadır.
    Davacı, muhtesatta hak iddia etmediğine göre ortaklığın aynen taksim yolu ile giderilemeyeceği kuşkusuz olup mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
    Ancak;
    Satış yoluyla ortaklığın giderilmesi istenilen taşınmaz üzerinde yapı ve eklentileri mülkiyet hakkı kapsamında olup, Türk Medeni Kanununun 684. maddesi uyarınca bütünleyici parçaları ve eklentileri sayıldığından, arza malik olan onun bütünleyici parçalarına da malik olacağından bunlarında arzla birlikte satışına karar verilir ve bedeli tüm paydaşlara tapudaki payları oranında dağıtılır. Ancak ortak taşınmaz üzerindeki muhtesatın tüm paydaşlara değil de bir kısmına ait olduğuna ilişkin tapuda şerh varsa veya bu olguyu tüm paydaşlar oybirliği ile kabul etmekte ise arzın ve muhtesatın değerleri esas alınarak oran kurulması ve satış parasının bu orana göre dağıtılması gerekir. Oran kurulurken arzın ve üzerindeki muhtesatın dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değeri saptanmalı, bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunmalı, bu toplam değer arzın ve muhtesatın değerine ayrı ayrı oranlanarak yüzde olarak ne kadarının arza ve ne kadarının muhtesata isabet ettiği belirlenmelidir. Böylece satış parasından muhtesata isabet eden kısım salt muhtesat sahibine ve arza isabet eden kısımda tapudaki payları oranında tüm paydaşlara verilmelidir.
    Somut olayda, dava konusu 652 ada 4 parsel üzerinde bulunan yapıdaki 2. kat doğu cephesindeki bağımsız bölümün davalılardan ...’ya, diğer bağımsız bölümlerin ise davalı ...’ait olduğu davacının taşınmaz üzerindeki binanın muhtesatıyla bir ilgisinin
    bulunmadığı tüm paydaşlarca oy birliği ile kabul edildiğinden yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda dava tarihi itibariyle ayrı ayrı değerleri saptanmalı, bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunmalı, bu toplam değer arzın ve muhtesatın değerine ayrı ayrı oranlanarak yüzde olarak ne kadarının arza ne kadarının muhtesata isabet ettiği belirlenmelidir. Böylece satış sonucunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılması gerekir.
    Mahkemece yukarıdaki açıklamalara uymayan bilirkişi raporu esas alınarak yetersiz araştırma ve eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 12/06/2017 günü oybirliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.