12. Ceza Dairesi 2017/8480 E. , 2019/4174 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 62/1, 52/2. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin karar, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Katılan vekilinin talebinin incelenmesinde;
Katılan vekilinin mahkemeye hitaben yazmış olduğu 29.07.2015 havale tarihli dilekçesi temyiz defterine kaydedilerek dosya temyizen incelenmek üzere Dairemize gönderilmiş ise de; bahse konu dilekçe ile hükümde vekalet ücretine yönelik bir karar verilmemesi nedeniyle bu konudaki eksikliğin mahkemece giderilmesine ilişkin tavzih talebinde bulunulduğu, temyiz isteminde bulunulmadığı anlaşılmakla, dosyanın incelenmeksizin mahalline iade edilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2-Sanık müdafiinin temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Dosya içeriğine göre; katılanın eşi başka bir dükkanda alışveriş yaptığı sırada, sanığın işlettiği yapı marketin önünde teşhir amacıyla sergilediği üzerinde uyarı ve ikaz notu bulunmayan hamağa oturduğu sırada, S şeklindeki kancalı tel ile balkon demirinden sarkıtılmış zincire takılı bulunan hamağın zincir ile köprü görevi gören kancadan kurtulması nedeniyle katılanın düşerek hayat fonksiyonlarına ağır (4) derecede etkili kırık oluşacak şekilde yaralandığı olayda; sanığın belirlenen temel ceza miktarında TCK’nın 89/2-b. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin katılanın tamamen kendi kusuru neticesinde yaralandığına,cezanın ertelenmesi gerektiğine, ceza miktarına, katılanın zorlaması neticesinde olayın meydana geldiğine ve sair nedenlere ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık hakkında taksirle yaralama suçundan temel ceza miktarının belirlenmesine karar verilirken uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine aykırı hareket edilmesi,
2-TCK"nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırım” ibaresinin 01.03.2008 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 26.02.2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK"nın 50/6. maddesinde hükmün kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, adli para cezasına karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün temel cezasının belirlenmesine ilişkin ilk paragrafında yer alan “takdiren” ibaresinden önce gelmek üzere ‘TCK’nın 89/1. maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesi ve hükmün ihtara ilişkin dördüncü paragrafının çıkarılması suretiyle, eleştirilen husus dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.