10. Ceza Dairesi 2017/1335 E. , 2018/352 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı"nın, 22/05/2017 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ..."ın, TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kayseri 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/05/2016 tarihli ve 2016/232 esas, 2016/294 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 30/05/2017 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın içinde bulunduğu araçta 11/02/2016 tarihinde ele geçirilen uyuşturucu maddeye ilişkin olarak yürütülen soruşturma sonucunda 12/02/2016 tarihinde yapılan kan ve idrar tahlilinde uyuşturucu madde kullandığının tespit edilmesi üzerine, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma ve uyuşturucu madde ticareti yapmak suçlarından dolayı iki ayrı iddianame ile kamu davası açıldığı,
2- Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmeden düzenlenen 10/03/2016 tarihli iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Kayseri 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/05/2016 tarihli ve 2016/232 esas, 2016/294 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kısa kararda cezanın TCK’nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ertelemeye yer olmadığına karar verildiği ve hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
3- Aynı olaya ilişkin olarak uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan dolayı 09/03/2016 tarihli iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda ise, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 30/06/2016 tarihli ve 2016/127 esas, 2016/295 sayılı kararı ile, değişik zamanlarda 25/12/2015, 05/01/2016, 05/02/2016 ve 11/02/2016 tarihlerinde işlediği iddia edilen zincirleme uyuşturucu madde ticareti yapmak suçlarından dolayı sanığın TCK’nın 188/3, 43/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 10 yıl 5 ay hapis ve 2.500 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay’a gönderildiği ancak temyiz incelemesinin henüz sonuçlanmadığı,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, Aynı sanık hakkında aynı fiilin, zincirleme suç kapsamında değerlendirilerek, sanığın uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapmak suçunu işlediğinden bahisle mahkumiyetine ilişkin Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/06/2016 tarihli ve 2016/127 esas, 2016/295 sayılı kararının sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyanın Yargıtay"a gönderildiği hususu bila tarihli temyiz formundan anlaşılmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/7. maddesinde yer alan “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, davanın reddine karar verilir.” hükmü gereğince ikinci davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasında,
Kabule göre de;
Anılan Mahkemenin kısa kararında sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının aynı Kanun"un 51/1. Maddesi gereğince ertelenmesi ile 2 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verilmesine rağmen, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4. fıkrasında takdiren hükmün ertelenmesine yer olmadığına karar verilmek suretiyle, sanığın aleyhine olacak şekilde çelişkili hüküm kurulmasında, isabet görülmemiştir." denilerek, Kayseri 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/05/2016 tarihli ve 2016/232 esas, 2016/294 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
(1) Aynı fiile ilişkin iki dava olduğuna ilişkin kanun yararına bozma talebinin incelenmesi:
Sanığın içinde bulunduğu araçta 11/02/2016 tarihinde ele geçirilen uyuşturucu maddeye ilişkin olarak yürütülen soruşturma sonucunda 12/02/2016 tarihinde yapılan kan ve idrar tahlilinde uyuşturucu madde kullandığının tespit edilmesi üzerine, “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” ve “uyuşturucu madde ticareti yapmak” suçlarından dolayı iki ayrı iddianame ile kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan kan ve idrar tahlilinde uyuşturucu madde tespit edilmesinden dolayı mahkûmiyetine ilişkin Kayseri 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/05/2016 tarihli ve 2016/232 esas, 2016/294 sayılı kararı ile uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan dolayı mahkûmiyetine ilişkin Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 30/06/2016 tarihli ve 2016/127 esas, 2016/295 sayılı kararının aynı fiile ilişkin hükümler olmadığı, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 30/06/2016 tarihli kararında, sanığın değişik zamanlarda işlediği iddia edilen birden fazla uyuşturucu madde ticareti yapma suçu ile birlikte 11/02/2016 tarihinde işlediği iddia edilen uyuşturucu madde ticareti yapma suçu yönünden zincirleme suç hükümlerinin uygulanmış olduğu, açıklanan nedenlerle “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” ve “uyuşturucu madde ticareti yapmak” suçlarından dolayı iki ayrı dava bulunup, her iki davanın da farklı eylemlere ilişkin olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında aynı fiil nedeniyle açılmış iki dava olduğuna ilişkin kanun yararına bozma talebi yerinde görülmemiştir.
(2) Kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrasında çelişki olduğuna ilişkin kanun yararına bozma talebinin incelenmesi:
Hükmün esasını oluşturan kısa kararda, “sanık hakkında hükmedilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının TCK’nın 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine ve 2 yıl denetim süresi belirlenmesine” karar verildiği halde, gerekçeli kararın gerekçe bölümünde ertelemeye ilişkin olumlu veya olumsuz her hangi bir değerlendirme yapılmadığı ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise “cezasının takdiren ertelenmesine yer olmadığına” karar verildiği,
Ayrıca, kısa kararda “sanık hakkında hükmedilen 1 yıl 8 ay hapis cezasının TCK’nın 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiği” belirtildikten sonra, sanık hakkında hükmedilen hapis cezası kısa süreli olmamasına rağmen, “Sanığın, mahkum olduğu kısa süreli hapis cezası ertelendiğinden TCK.nun 53. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına” şeklinde ibareye yer verildiği halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise “Sanığın, kasıtla işlediği bu suçtan hapis cezasına mahkum edilmesi nedeniyle TCK.nun 53. maddesi uyarınca bu maddede sayılan haklarından yoksun bırakılmasına” ibaresine yer verildiği cihetle, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında meydana gelen bu mahiyetteki bir farklılığın yazım hatası niteliğinde görülmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından, bu şekilde hükümde çelişki ve infazda tereddüt oluşturulması yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi bu değişik gerekçe ile yerindedir.
D) Karar:
Açıklanan nedenlere göre;
1- Hükümlü hakkında aynı fiil nedeniyle açılmış iki dava olduğuna ilişkin kanun yararına bozma talebinin REDDİNE,
2- Hükümde çelişkiye ve infazda tereddüde neden olunması yasaya aykırı olduğundan, Kayseri 8. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17/05/2016 tarihli ve 2016/232 esas, 2016/294 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 11.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.