11. Ceza Dairesi 2018/3642 E. , 2021/1979 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
HÜKÜM : Mahkumiyet
TCK"nin 53/1-a. maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen sanık hakkında, aynı Kanun"un 53/5. maddesi gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar memuriyet hak ve yetkilerini kullanmaktan yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliği, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1-Sanık hakkında “resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek“ suçundan açılan kamu davasında; dosya içerisinde yer alan bilgilere göre Çorlu 1. Sulh Ceza Mahkemesi‘nin 2011/386, 2011/424 ve Çorlu 2. Sulh Ceza Mahkemesi‘nin 2011/115, 2011/145, 2011/187, 2011/405 D.İş sayılı kararlarıyla sanığın kullandığı telefon hatları ile ilgili olarak rüşvet, görevi kötüye kullanma, 4733 sayılı Kanun‘a muhalefet etme ve dolandırıcılık suçlarından iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi kararlarının verildiği; bu kapsamda yapılan tespitler sırasında “resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek“ suçuna ilişkin görüşmelerin de bulunduğunun bildirilmesine karşın, bahse konu istem yazıları, mahkeme kararları ve iletişimin tespitine yönelik kayıtların dosya içerisinde mevcut bulunmaması nedeniyle bu hususta gerekli denetimin yapılamadığı; bununla birlikte Ceza Genel Kurulu‘nun 03/07/2018 tarihli 2015/1-396 Esas ve 2018/323 sayılı kararında da belirtildiği üzere, iletişimin tespiti sırasında tesadüfen elde edilen delillerin dikkate alınabilmesi için, söz konusu suçun da CMK‘nin 135. maddesinde sayılan katalog suçlardan olmasının gerektiği, CMK"nin 135/8. maddesinde belirtilen katalog suçlar arasında yer almayan atılı suç yönünden, aynı Kanun‘un 138/2. maddesi gereğince düzenlenen iletişimin tespitinin suç delili olarak kullanılamayacağı gözetilerek, hukuka uygun yöntemlerle elde edilmeyen bu delil nazara alınmadan dosyada bulunan diğer deliller değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Suç tarihinde Yenice Karakol Komutanı olarak görev yapan sanığın, temyiz dışı sanık ... ile iştirak halinde hareket ederek, iş kazası geçiren ...‘a ait adli rapor ve ifade tutanağını içerir soruşturma evraklarını yok etmek veya gizlemek suretiyle resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanığın aşamalarda alınan savunmalarında suçlamaları kabul etmeyerek, karakolda adli kollukla görevli personelin ... ve tüm evraklardan sorumlu kişinin de ... olduğunu bildirmesi ile sanığın Mahkemeye hitaben yazdığı 13/01/2015 tarihli dilekçesi, Dairemize hitaben yazılan sanık müdafinin 25/01/2019 havale tarihli ve sanığın 21/06/2019 havale tarihli dilekçelerinde sanığın Van‘a tayini çıktıktan sonra bazı askeri görevlilerin Karakol‘a gelerek bir kısım evrakları yaktıklarını, ... isimli kişinin bu olaylarını gördüğünü beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından;
a)... ve ... isimli kişilerin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespitiyle duruşmaya celp edilmeleri, sanığın savunmaları doğrultusunda tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulması,
b)Suça konu adli raporun olay tarihinde Yenice Karakol Komutanlığı‘na gönderilip gönderilmediği, gönderilmiş olması halinde hangi görevli tarafından teslim alındığı hususlarının Çorlu Devlet Hastanesi Başhekimliğinden sorulması, mümkün olması halinde buna ilişkin zimmet defterlerinin ilgili sayfalarının suretlerinin dosyaya eklenmesi, raporu teslim alan herhangi bir karakol personeli bulunduğunun tespiti halinde duruşmaya celbi ile CMK‘nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla bilgisine başvurulması,
c)...‘ın duruşmaya celbi ile tekrar tanık sıfatıyla beyanına başvurularak, Yenice Jandarma Karakol Komutanlığı‘nda ne zaman ve hangi personel tarafından ifadesinin alındığı, sanığı önceden tanıyıp tanımadığı ve ifadesinin alındığı esnada, öncesinde yada sonrasında sanıkla görüşüp görüşmediği hususlarının ayrıntılı olarak sorulmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırı,
3-Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.