Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/8690
Karar No: 2021/1049
Karar Tarihi: 14.01.2021

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2020/8690 Esas 2021/1049 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, işyerinde satış müdürü olarak işe başlayan davacının alınan teminat senedi nedeniyle borçlandırılması ve takibe konulması sonucunda kötüniyet tazminatı istemiyle açılmıştır. Davalı, senedin borca karşılık alındığını iddia etmiştir. Mahkeme ilk olarak borçlu olmadıklarına hükmetmiş ancak temyiz sonucu Daire tarafından bozulmuştur. Dava tekrar görülmüş ve davacıların kötü niyet tazminatı talepleri kabul edilmiştir. Ancak temyizde, takibin haksız olması tek başına yeterli değildir, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü davacının üzerindedir denilerek karar bozulmuştur. Mahkeme tekrar yapılan yargılamada davacıların kötü niyet tazminatı taleplerini reddetmiştir. Temyiz sonucu, haksız takip kanıtlanmış olmasına rağmen kötü niyet tespiti yapılmadığından, kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. İcra ve İflas Kanunu'nun 72/5. maddesi uyarınca kötü niyet tazminatı talebi için borçlunun kötü niyetin kanıtlanması gerekmektedir.
9. Hukuk Dairesi         2020/8690 E.  ,  2021/1049 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ: MENFİ TESPİT

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davalıya ait işyerinde 24.06.2006 tarihinde satış müdürü olarak göreve başlayan müvekkili işçiden beyaza imza attırılmak sureti ile teminat senedi alındığını, aynı zamanda senette kefil bulunmasının istendiğini, davacının kayınpederi olan diğer davacı ...’un kefil olarak gösterildiğini, işe girdikten beş ay sonra bir takım usulsüzlükler tespit etmesi üzerine davacının şirketten ayrıldığını, çeşitli bahaneler ile oyalayarak senedin geri verilmediğini, üç yıl sonra boşlukları doldurularak 50000 TL borçlandırıldığını, senedin tanzim tarihinin 26.05.2006 işe girmeden önce borç vermiş gibi gösterildiğini, aralarında işçi işveren ilişkisi dışında ticari hiçbir ilişki olmadığı gibi senedin borç karşılığı verilmediğini, İstanbul 5. İcra Müdürlüğünde 2009/5872 esas sayılı dosyasında senedin takibe konulduğunu, yapılan takibe konu senet nedeni ile borçlu olmadığının tespiti ile takibin durdurulması ve yüzde 40’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal süre içinde imza inkarında bulunmadığını bu nedenle senet altındaki imzayı ikrar etmiş olduğunu, müvekkili davalıya ait şarapların pazarlamasını yapmak için işe girdiğini, işe girerken 15000 TL borç aldığını, senedin bu borç ve aralarındaki ilişkilerden doğan borçlara karşılık verilen senet olduğunu, kambiyo senedinin aksini iddia eden tarafın iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davanın haksız ve yersiz olması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacıların borçlu olmadıklarının tespiti ile alacağın %20"si oranında icra inkar tazminatının kabulüne ilişkin ilk kararı Dairemizce kamu davalarının kesinleşmesinın bekletici mesele yapılması gerektiği gerekçesi ile bozulması üzerine bozmaya uyan mahkemece ceza mahkeme kararlarının kesinleşmesi beklendikten sonra icraya konulan senedin teminat senedi olduğu sabit olmadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin verdiği ikinci karar, Dairemizce yargılama aşamasında dinlenilen davacı tanıkların çalışma esnasında çalışanlardan boş senetlerin teminat olarak alındığını, işyeri uygulaması olduğunu belirtmesi, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre teminat senedi olarak alınan senedin icraya konulması durumunda işverenin bir zararı var ise ispat etmesi gerektiği, Oysa davalı taraf ile davacılar ile arasındaki senede konu şahsi borç ilişkisinin nedenine dair her hangi bir delil sunulmadığı, davacı ...’ın şikayetçi olduğu açığa imzanın kötüye kullanılmasına ilişkin suçtan ötürü ceza mahkemesince davalı yönünden beraat kararı verilmiş ise de; tüm dosya kapsamından davacının işyerinde çalıştığı süre, yaptığı iş, dinlenen tanık beyanları, senedin düzenleme, ödeme tarihi ile takibe konulmasına ilişkin aradan geçen üç yıla yakın süre, işyerinde yapılan uygulamalar ve hayatın olağan akışına göre takibe konu senedin, davacılardan işe girerken teminat olarak alınan senet olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile karar ikinci kez bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece davacının İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2009/5872 E sayılı icra takibine konu 50.000,00 TL bedelli, 26.05.2006 tanzim tarihli bono nedeniyle davacıların icra takibi yapan davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı anlaşılmakla bononun % 40"ı oranında kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacılara Verilmesine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında, davacının kötü niyet tazminatı alacağına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit davası açan borçlunun tazminat isteme hakkı vardır. Anılan maddenin 5. fıkrası aynen; “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir.Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır.Başka bir ifadeyle; İcra İflas Kanunu"nun 72/5. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir.Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 17.03.2010 tarihli ve 2010/19-123 esas, 2010/154 karar, 07.12.2011 tarihli ve 2011/13-576 esas 2011/747 karar ve 20.03.2013 tarihli ve 2012/19-778 esas, 2013/250 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.Somut olayda, dosya kapsamına göre, icra takibinin haksız olduğu yargılama sonucunda ortaya koyulmuştur. Ancak, uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden, kötü niyetle icra takibi yapıldığı kanıtlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olmuştur. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/8. maddesi uyarınca hükmün aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.SONUÇ:Temyiz olunan kararın hüküm fıkrası 2. bendinde yer alan "Davalının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı anlaşılmakla bononun % 40"ı oranında Kötüniyet Tazminatının Davalıdan Alınarak Davacılara Verilmesine" cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine "Davacının kötüniyet tazminatı isteminin reddine" cümlesinin yazılmasına; hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.01.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi