Davacı M.. Ö.. vekili Avukat Tahsin tarafından, davalı F.. A.. aleyhine 17/05/2011 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 03/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, Futbol Federasyonu Başkanı olduğunu, davalının ise Siirtspor Futbol Kulübü"nün başkanı olduğunu, davalının "R." adlı radyo kanalında 21/07/2010 tarihinde canlı yayında kullandığı ifadeler, 22/07/2010 tarihinde İ. Haber Ajansı"na ait web sitesinde yayınlanan açıklamaları ve 23/07/2010 tarihinde Bingöl"de yapılan toplantıda kullandığı ifadelerle eleştiri sınırını aşarak kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu belirterek davalının manevi tazminatla sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı, bir futbol kulübünün başkanı olduğunu, futbolun idaresinin hukuk kuralları çercevesinde yapılmasının gerektiğini, davacının başkan olarak bu konuda yapılan eleştirilere katlanması gerektiğini, diğer futbol kulüplerinin başkanlarının da benzer eleştirileri yaptığını, davacının başkan olarak normal kişilerden daha fazla eleştiriye katlanma yükümlülüğünün bulunduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının davaya konu yayınlarda davacıyı "mafya" olmakla itham ettiği, eleştiri sınırının aşıldığını ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu benimsenerek istemin bir bölümü kabul edilmiştir. Davaya konu yayınlar incelendiğinde, Siirtspor Futbol Kulübünün başkanı olan davalının, Futbol Federasyonu"nun yönetimine ilişkin hem spor programlarına, hem de gündemi futbol olan toplantıda açıklamalarda bulunduğu ve yönetimin uygulamalarını eleştirdiği, açıklamalarda, doğrudan davacının hedef alınmadığı, federasyonun uygulamalarının eleştirisinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Şu halde davacı ve davalının yerine getirdikleri görevleri de dikkate alındığında davalı tarafından yapılan açıklamalar sert eleştiriden ibaret olup, hukuka aykırı olduğunun kabulü mümkün değildir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.