17. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/6776 Karar No: 2018/253 Karar Tarihi: 18.1.2018
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/6776 Esas 2018/253 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2015/6776 E. , 2018/253 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; müvekkilinin desteğinin yolcu olarak bulunduğu, davalıya trafik sigortalı aracın kazasında desteğin vefat ettiğini belirterek 7.705,15 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, desteğin sigortalı araçta hatır için taşındığını, bu sebeple belirlenecek tazminattan indirim yapılması gerektiğini ayrıca dava tarihinden önce davacıya ödeme yaparak sorumluluklarının kalmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacı vekilince destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile eldeki dava açılmış, davalı tarafça davacıya dava tarihinden önce yeterli ödeme yapıldığı, davacının bakiye zararının bulunmadığı ileri sürülmüş, mahkemece ödemenin yeterliliği tartışılmaksızın sigortacı tarafından ödenen tazminat miktarı ödeme tarihinden rapor tarihine kadar süre için güncellenerek düşülmüştür. Mahkemece yapılacak iş; ilk önce ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için ödeme tarihi verileri (ödeme tarihindeki asgari ücret vs. gibi) dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak ödemenin yeterli bulunması halinde davacının bakiye zararı kalmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir. Şayet ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa bu kez mahkemece yazılı olduğu şekilde karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince davalı tarafından yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak, hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir. Bu durumda mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında yapılan ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yaptırılarak öncelikle ödemenin yeterli olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı biçimde karar verilmesi isabetli değildir. 2-Davalı vekili yargılama aşamasındaki savunmasında, desteğin sigortalı araçta hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı B.K.’nun 43. (6098 sayılı B.K. 51.)maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. O halde mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması gerekmekte olup davalının savunmasına itibar edilmeyerek hatır taşımasına ilişkin savunmanın verilen karar yerinde tartışılmayarak hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18.1.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.