MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen kayıt kabul davası sonucunda verilen hükmün süreden reddine ilişkin Dairemizin 24.10.2014 gün ve 2014/9059 Esas, 6655 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkili ... ile yeğeni ..."ün davalıdan ortak dükkan satın aldıklarını, toplam 250.250,00 TL ödemede bulunduklarını, müvekkilinin iflas idaresine yaptığı başvuru üzerine 250.250,00 TL ödeme yapıldığının anlaşıldığı vurgulanarak 224.000,00 TL üzerinde masaya kayıt yapıldığını, 26.250,00 TL"nin davacı yeğeni ... tarafından ödendiğini, bu meblağın İbrahim alacağına eklenmediğini ileri sürerek, 26.250,00 TL"nin masaya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının kendisi dışında bir başkası için istemde bulunmasında hukuki yaranının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın HMK"nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi, Dairemizin 24.10.2014 tarih ve 2014/9059 E., 6655 K. sayılı ilamıyla süreden reddedilmiştir.
Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1)Davacı vekilinin hükme yönelik temyiz isteminin, yasal sürede yapılmadığından dolayı, İİK"nın 164. maddesi uyarınca reddine ilişkin Dairemiz kararına karşı, istemin süresinde olduğu ileri sürülerek karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine yapılan incelemede; Mahkemece kayıt kabul talebi hakkında verilen hükmün temyiz eden davacı vekiline 18.07.2014 günü usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Dairemizde, kayıt kabul davalarında temyiz süresinin İİK"nın 164. maddesi uyarınca 10 gün olduğu hususu çoğunluk görüşü olarak benimsenmiş olmakla birlikte, bu davalara yönelik temyiz süresi ile ilgili İİK"da özel bir düzenleme olmadığı, genel hükümlere uygun olarak temyiz süresinin 15 gün olduğu hususunda farklı görüşler de bulunmaktadır. Somut olayda, mahkemece gerekçeli kararda temyiz süresinin 15 gün olarak belirtilmesi ve Anayasa Mahkemesi"nin 26.06.2014 tarih ve 2012/855 Başvuru sayılı kararı ile 26.02.2015 tarih ve 2013/3954 Başvuru sayılı kararı gözetilerek, hukuki belirsizlik bulunduğu gerekçesiyle, 15 günlük temyiz süresi içerisinde hükmün temyiz edilmesi durumunda, Dairemizce davacının mahkemeye erişim hakkı kapsamında temyiz itirazları inceleneceğinden, davacı vekilinin 15 günlük sürede yaptığı 04.08.2014 tarihli temyiz itirazının incelenmesi gerektiği anlaşılmış olmakla, Dairemizin anılan temyiz isteminin süreden reddine ilişkin kararının kaldırılması gerekmiştir.
2)Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
b)Davacının kendisi dışında yeğeni olan ...."nın alacağının masaya kaydının yapılmasının istemesine, bu talebin reddi üzerine açılan bu davanın HMK"nın 114/1-d ve 115/2 maddesi uyarınca, taraf ehliyeti yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hukuki yarar yokluğu nedenine bağlı olarak davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle doğru olan hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairemizin 24.10.2014 tarih ve 2014/9059 E., 6655 K. sayılı ilamının KALDIRILMASINA, (2a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın 2. sahifesinin 1. bendinde bulunan “114/h” ibaresinin çıkartılarak yerine “114/1-d” ibaresi yazılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.