11. Ceza Dairesi 2018/6043 E. , 2018/8982 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 09.10.2018 tarih ve 2018/7511 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 19.10.2018 tarih ve KYB-2018/83781 sayılı ihbarname ile;
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 206/1, 62/1 ve 52/2. Maddeleri uyarınca 1.500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Merzifon Asliye Ceza Mahkemesinin 07/12/2017 tarihli ve 2016/1238 esas, 2017/954 sayılı kararının "Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 14/06/2016 tarihli ve 2015/2401 esas, 2016/5531 karar sayılı ilâmında ""....Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunun oluşması için kişinin açıklamaları üzerine yetkili bir kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerekir. Yalan beyanın tek başına kanıtlama gücünün bulunmadığı, bu beyana rağmen görevlinin, beyan edilen hususların doğruluğunu araştırıp da belgeyi sonra düzenlemesinin gerekli olduğu takdirde, belgeye dayanak oluşturan bilgi yalan beyan olmayıp görevlinin araştırması sonucu ulaştığı bilgi olduğundan yine beyan olunan bilgiler ilgili memur ya da makamın başkaca araştırma yapmasını, belge incelemesini gerektirirse veya yalan beyan üzerine memurun kandırılamaması neticesinde doğru şekilde belge oluşturulması durumunda anılan suçun oluşmayacağı açıktır..." şeklinde belirtildiği üzere, sanığın kazaya karışan aracı kullanmadığı halde kullandığını beyan ederek kolluk görevlilerince tutanak tutulmasına neden olduğunun iddia edildiği somut olayda, sanığın kolluk ifadesinde hakkında tutanak düzenlenirken gerçeği söylediğini beyan etmesi ve yargılama esnasında benzer ifade bulunmasına karşılık dosya kapsamında yalan beyanı esas alınarak tutulduğu belirtilen tutanakların asılların ya da örneklerinin bulunmaması nedeniyle ortada tamam olarak tutulmuş bir tutanağın varlığı konusunda şüphe bulunduğu, kolluk görevlisinin sanığın beyanı ile bağlı olmayıp gerçeği araştırma yükümlülüğü içerisinde olduğu cihetle, yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyan suçunun oluşması için, kişinin açıklamaları üzerine yetkili bir kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerekir. Yalan beyanın tek başına kanıtlama gücünün bulunmadığı, bu beyana rağmen görevlinin, beyan edilen hususların doğruluğunu araştırıp da belgeyi sonra düzenlemesinin gerekli olduğu takdirde, belgeye dayanak oluşturan bilgi yalan beyan olmayıp görevlinin araştırması sonucu ulaştığı bilgi olduğundan yine beyan olunan bilgiler, ilgili memur ya da makamın başkaca araştırma yapmasını, belge incelemesini gerektirirse veya yalan beyan üzerine memurun kandırılamaması neticesinde doğru şekilde belge oluşturulması durumunda anılan suçun oluşmayacağı açıktır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; elverişli bir sürücü belgesi bulunmayan ...‘ın ... plaka sayılı kamyon ile maddi hasarlı trafik kazasına karışması sonrası, olay yerine gelen sanık ...‘ın görevli polis memurlarına aracı kendisinin kullandığını beyan etmesi şeklinde gerçekleşen eyleminde, 10.10.2016 tarihli alkol raporu dışında, dosyada sanık adına düzenlenmiş herhangi bir tutanak bulunmaması ve kolluk birimlerinin alınan beyanlarının doğruluğunu araştırmakla görevli olması nedeni ile atılı resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun unsurları itibarıyla oluşmayacağı anlaşılmakla, ihbarnamedeki kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Merzifon Asliye Ceza Mahkemesi"nin 07.12.2017 tarih ve 2016/1238 Esas-2017/954 Karar sayılı ilamının, CMK"nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün görüldüğünden, yüklenen suç unsurları itibarıyla oluşmadığından sanığın BERAATİNE, cezanın çektirilmemesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE, 12.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.