11. Hukuk Dairesi 2016/11235 E. , 2018/3338 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09/05/2016 tarih ve 2016/5-2016/119 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı şirket vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı temsilcisi, yetkilisi olduğu şirket adına 2011/21384 sayılı ...ibareli marka varken davalı şirketin 2011/71476 sayılı ....ibareli marka için tescil başvurusunda bulunduğunu, davacının yaptığı itirazın TPE YİDK tarafından nihai olarak reddedildiğini, her iki markanın birebir aynı olduğunu, başvurunun aynı sınıf ve emtialar için yapıldığını, tescil halinde iltibas tehlikesinin bulunduğunu ileri sürerek TPE YİDK"nın 2014-M-1606 sayılı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin .... Ticaret Sicil Memurluğunda 24.12.2007 tarihinde tescil edildiğini, o tarihten beri ....ismi ile tanındığını, ticaret unvanı ve kullanımı gözetildiğinde ayırdediciliğin tescilden önce kazandığını, kaldı ki başvuruya konu işaretin kullanış biçimi, sunulan mal ve hizmetlerin niteliğine göre ayırdediciliğin sağladığını, taraflara ait işaretlerin farklı olduğunu, karışıklığa sebep olabilecek bir unsurun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı TPE vekili, işaretlerin tamamı birlikte değerlendirildiğinde ilişkilendirme ve karıştırma ihtimaline yol açacak bir benzerlik taşımadıklarını, ayırdediciliğin sağlandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak tüm dosya kapsamına göre, TPE YİDK"nın 2014-M-1606 sayılı kararının iptaline ilişkin temyiz talepleri reddedildiği gerekçesiyle bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın dava konusu 2011/71476 sayılı markanın hükümsüzlüğü konusunda bir talebi olmadığı gerekçesiyle dava konusu markanın hükümsüzlüğü hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı ve davalı şirket vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı temyizine gelince, davacı tarafından açılmış bir hükümsüzlük davası bulunmadığı halde, mahkemece davacı aleyhine vekalet ücreti takdiri bozmayı gerektirmekteyse de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın bu yönüyle düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin 4 numaralı bendinin hüküm fıkrasından çıkartılarak kararın davacı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı şirketten alınmasına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 08/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.