21. Hukuk Dairesi 2015/5296 E. , 2016/870 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 01/11/1999 tarihi itibari ile zorunlu ... sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı, zorunlu ... sigortalılığının başlangıç tarihinin 16.03.1999 olarak tespitine, bu talep kabul edilmez ise 01.11.1999 tarihi itibari ile tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; 01.11.1999 tarihinin davacının zorunlu ... sigortalılığı başlangıç tarihi olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının, 16.03.1999 varide tarihli bildirge ile aynı tarih itibari ile 1479 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalı olarak tescil edildiği, davacının isteğe bağlı sigortalılık kapsamında sadece 15.06.1999 tarihinde prim ödediği, davalı Kurum tarafından da; isteğe bağlı sigortalılık primlerini ödemediği gerekçesi ile sigortalılığının başlangıç tarihi itibari ile sonlandırıldığı, her ne kadar 01.11.1999 – 31.01.2004 tarihleri arasında vergi kaydı bulunmakta ise de söz konusu kaydın 01.10.2008 tarihinden sonra bildirilmiş olması nedeni ile anılan dönemde 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayılmadığı, 28.07.2006 varide tarihli bildirge ile davacının 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tescil edildiği ve bu sigortalılığın devam ettiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan, 1479 sayılı Yasa"ya 4956 sayılı Yasa ile eklenen Geçici 18. maddesinde “ Bu Kanun"a göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı, ancak bu Kanun"a göre zorunlu, sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıklarının, bu Kanun"un yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kurum"a yazılı olarak başvurmaları ve 20.04.1982 – 04.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak prim borçlarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde ödemek kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği ” bildirilmiştir. Aynı şekilde 08.05.2008 tarihli 5754 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değişik 5510 sayılı Kanun"un Geçici 8. maddesinde, “ Bu Kanun"un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi hariç diğer alt bentlerine göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanun"un yürürlük tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılık hak ve yükümlülüğünün bu Kanun"un yürürlük tarihinden itibaren başlayacağı; ancak, bu Kanun"un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ve (3) numaralı alt bentlerine göre sigortalı sayılanlardan bu Kanun"un yürürlük tarihinden itibaren sigortalılıkları başlatılanların, bu Kanun"un yürürlük tarihi ile 04.10.2000 tarihi arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla, sigortalının bu Kanun"un yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde talepte bulunmak ve kendisine tebliğ edilen borçlanma tutarının tamamını tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde ödemesi halinde, bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirileceği ” bildirilmiştir.
Somut olayda; davacı 16.03.1999 tarihli bildirge ile 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılık değil isteğe bağlı sigortalılık talebinde bulunmuştur. Davacının isteğe bağlı sigortalılık talebinin zorunlu ... sigortalılığı talebi olarak değerlendirilmesi ise mümkün değildir. Bu itibarla dosya kapsamından, davacının vergi kaydı gereğince zorunlu sigortalılık koşullarına sahip olduğu dönemde ve 1479 sayılı Kanun"un Geçici 18. maddesi ile 5510 sayılı Kanun"un Geçici 8. maddesinde belirtilen sürede zorunlu ... sigortalısı olarak tescili yönünde herhangi bir talebi bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; davacının, zorunlu ... sigortalılığı için tescil talebi bulunup bulunmadığını araştırmak, varsa yukarıda anılan Yasa maddeleri kapsamında değerlendirme yapmak, bu yönde bir talep yok ise davanın reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
MG