22. Hukuk Dairesi 2018/2575 E. , 2018/3723 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7/3. maddesine göre, İlk Derece Mahkemelerinin temyiz edilebilen kararlarına karşı, tebliğ tarihinden başlayarak iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
Bu süre içerisinde temyiz dilekçesinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 365. maddesi uyarınca, kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesine veya Yargıtayın bozması üzerine hüküm veren İlk Derece Mahkemesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesine veya İlk Derece Mahkemesine verilmesi gereklidir.
Anayasa’nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında devletin işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu ifade edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinin "ç." bendi uyarınca da, hükümde, kanun yolları ve süresinin gösterilmesi bir zorunluluktur. Kanun koyucu, devlet organlarının tesis ettiği işlemlere karşı kanun yolları ve hangi mercilere başvuracağı ve başvuru süresi bakımından tarafların doğru bilgi sahibi olmalarını sağlayarak dağınık mevzuat karşısında hangi yola müracaat edeceğini bilmeyen yahut tereddüt eden bireylerin hak arama özgürlüğünü etkin ve sağlıklı bir şekilde kullanmaları amaçlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi de bir çok kararında başvurucuların gerekçeli kararda belirtilen süreye güvenerek hareket etmesinin makul görülebileceği, mahkemenin kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü dikkate alındığında temyiz süresinin mahkeme kararında farklı belirtilmiş olması karşısında kanunda belirtilen süre olduğunu kabul ederek dilekçenin reddine karar veren değerlendirmelerin mevzuat hükümleri çerçevesinde ve öngörülebilirlik sınırları içinde olduğunun kabul edilemeyeceği, yapılan yorumun başvurucuların temyiz hakkını kullanmayı imkânsız kılacak ölçüde ve aşırı şekilci bir yaklaşımla elde edildiği ve bu açıdan kararın başvurucuların mahkemeye erişim hakkını zedelediği sonucuna ulaşılarak, Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alman adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. (Anayasa Mahkemesi "nin 2014/819 başvuru numaralı ve 09.06.2016 tarihli ( 29757 Sayılı ve 29.06.2016 tarihli Resmi Gazete" de yayımlanan) kararı.
Somut olayda; davalı ...Ş. vekiline 11.12.2017 tarihinde tebliğ edilen mahkeme kararında temyiz süresi 8 gün olarak gösterilmişse de, 7036 sayılı Kanun gereği somut dosya bakımından temyiz süresi iki haftadır. Bu durumda davalı vekilince 21.12.2017 tarihinde yapılan temyiz başvurusu süresindedir. Belirtilen sebeple temyizin süresinde olmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ilişkin mahkemece 28.12.2017 tarihinde verilen EK KARARIN BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA karar verildi.
Hüküm süresi içinde ... Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 321. maddesinin 2. fıkrasında, "Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir." hükmü düzenlenmiştir. Bu sebeplerle basit yargılamada 6100 sayılı Kanun"un 297/2. maddesindeki unsurları taşıyan hükmün, 6100 sayılı Kanun"un 321. maddesi uyarınca gerekçeli olarak açıklanması zorunludur.
6100 sayılı Kanun"un 321. maddesindeki "hükme ilişkin tüm hususlar"dan kastedilen 6100 sayılı Kanun"un 297. maddesindeki unsurlardır. Taraflarca süre tutum dilekçesinin verilmesi gerekçeli kararın tebliğ edilmemesinden kaynaklanmaktadır. Gerekçeli karar tebliğ edildiğinde taraflar gerekçeli temyiz dilekçesi ile temyiz haklarını kullanabileceklerdir. 6100 sayılı Kanun"un “hukuki dinlenilme” başlıklı 27. maddesi, Anayasa’nın hak arama hürriyetini düzenleyen 36. maddesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin adil yargılanma hakkına ilişkin 6. maddesi nazara alındığında gerekçeli kararın taraflara tebliğ edilmesi gerektiği açıktır.
Öte yandan, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan 1086 sayılı Kanun 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki 433. madde hükmü gereğince tarafların kararın temyiz edildiğinden haberdar edilmeleri ve katılma yoluyla temyiz talebinde bulunma haklarını kullanmaları için temyiz dilekçelerinin de diğer tarafa tebliğ edilmesi gerekir.
Dosya içeriğine göre; davalı ...Ş. vekilinin asıl temyiz dilekçesinin davacıya tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ belgesinin bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğ edilmiş ise tebliğ belgesinin eklenmesi, tebliğ edilmemiş ise yöntemince tebliğ edildikten sonra tekrar Dairemize gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.