9. Hukuk Dairesi 2016/7446 E. , 2016/7364 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, borçlu olmadığının tespiti ile %40 oranında kötüniyet tazminatı karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti
Davacı, dava dışı Öztürk Akaryakıt Şirketinde tanker şoförü olarak çalışmaya başladığını, kendisine işe girerken teminat amacıyla boş senet imzalatıldığını, iş sözleşmesinin işverence haksız feshinden sonra alacak davası açınca Şirketin gizli ortağı olan davalı tarafından senedin kötüniyetli olarak icraya konulduğunu iddia ederek, borçlu olmadığının tespiti ile alacağın % 40"ı oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti
Davalı ... vekili, senedin teminat senedi olmadığını ve Şirkete ortak olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti
Mahkemece, davalı ..."in gerçekte .... Akaryakıt Şirketinin gizli ortağı olup bu şirketle organik bağ içinde olan başka bir şirkette asgari ücretle çalışan işçi gibi gösterildiği ve dava konusu senedin davacıya işe girerken imzalatılan teminat senedi olduğu sonucuna varılarak, takibin iptaline, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz
Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanunî gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İcra İflas Kanunu"nun 72. maddesi uyarınca, “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfî tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyatî tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfî tespit davasında ihtiyatî tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyatî tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyatî tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi hâlinde alacaklı ihtiyatî tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhâlde yüzde yirmiden (2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle yüzde kırk ibaresi yüzde yirmi olarak değiştirilmiştir.) aşağı tayin edilemez. Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhâl takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hâle iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden (2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle yüzde kırk ibaresi yüzde yirmi olarak değiştirilmiştir.) aşağı olamaz. Borçlu, menfî tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Menfî tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lâzım gelmediğini ispata mecburdur.”.
İcra İflâs Kanunu’nun 72 nci maddesinde, menfî tespit davasında kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için alacağın likit olması koşulu bulunmamaktadır.
Genellikle, şoför olarak çalışan işçilerden işe girişte veya akit devam ederken, işverene verecekleri olası zararlara karşılık teminat amacıyla senetler alınıp iş sözleşmesi sona erdikten sonra icra takibine konulabilmektedir. Bu tür senetlerin iptali amacıyla açılan menfî tespit davalarında görevli mahkeme iş mahkemesidir. İş sözleşmesi sona erdikten sonra düzenlenen ve iş sözleşmesi ile ilgisi olmayan senetlerin iptali davalarında ise genel mahkemeler görevlidir.
Somut uyuşmazlıkta davacı, 10.11.2008 tanzim tarihli ve 10.12.2008 vadeli 6.350,00 TL bedelli bonoya dayalı icra takibinde borçlu olmadığının tespiti ile % 40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İcra takibinin kötüniyetle yapıldığı ve takip konusu bononun işe girişte teminat olarak düzenlendiği mahkemenin de kabulündedir. Üstelik dava konusu alacak miktarı belirlidir ve yargılamayı da gerektirmemektedir.
Mahkemece, teminat senedinin haksız yere takibe konulması nedenleri ile kötüniyet tazminatı talebinin kabulü yerine yargılamayı gerektirmediği gerekçesi ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 28.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.