Esas No: 2021/962
Karar No: 2022/153
Karar Tarihi: 22.02.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/962 Esas 2022/153 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/962
KARAR NO : 2022/153
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 22/02/2022
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalanan davalının aracında 10/11/2018 tarihinde kaza yaptığını, aracın şoförü dava dışı ...'un sevk idaresinde olduğunu, kazadan sonra olay yerinden uzaklaştığını, müvekkilinin; aracı kullanan dava dışı kişinin kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde rücu hakkı olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan ödemenin davalıdan rücuen tahsili için İzmir 27. İcra Dairesinin .../... sayılı dosyasından araç maliki davalı ... Genel Müdürlüğü'ne ilamsız icra takibi yaptıklarını, davalının itiraz ettiğini, haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili davanın reddini istemiş ve mahkememizin görevli olmadığını, ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu bildirmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
HMK.nun 114/c.maddesinde mahkemenin görevi dava şartı olarak sayılmıştır.
Yine HMK.nun 115/1. Maddesi uyarınca "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır."
Bu kapsamda dosya mahkememizin görevli olup olmadığı yönünden incelenmiş aşağıdaki hususlar tespit olunmuştur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari ava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re'sen incelenir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1. Maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi, yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Diğer taraftan 6098 sayılı Borçlar Yasası'nın 49/1 maddesinde "kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zarara gidermekle yükümlüdür." hükmüne yer verilmiştir.
Davalı olarak ... Genel Müdürlüğünün gösterildiği ve bu şekilde açılacak olan davanın TTK.4 ve TTK.5 uyarınca mahkememizin görevine girmediği, ... Aleyhinde açılan davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiğinden dava şartı yokluğunda usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği, anlaşılmakla bu konuda Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2013/10989 esas, 2013/13079 karar, 30/09/2013 tarihlerindeki kararlarında da yararlanılarak mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan hüküm verilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın mahkememizin GÖREVSİZ olması nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2-HMK'nın 20.maddesi gereğince karar verildiği anda kesinse bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurulduğunda dosyanın görevli ve yetkili İZMİR NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK'nın 331/2 maddesi gereğince davaya gönderme kararından sonra görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerini görevli mahkeme tarafından hükmedilmesine, davaya görevli mahkeme tarafından devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememiz tarafından yargılama giderleri hakkında karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345 maddesi uyarınca 2 haftalık süresi içinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip...
E-imza
Hakim ...
E-imza
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.