Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2014/9327 Esas 2018/298 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/9327
Karar No: 2018/298
Karar Tarihi: 10.01.2018

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2014/9327 Esas 2018/298 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet hükmü verilmiştir. Ancak, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına ilişkin tebligatın usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle sanık tarafından yapılan temyiz itirazları kabul edilmiştir. Mahkeme, sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmesi gerekirken, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi, 6099 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile eklenen 2. fıkrası, Tebligat Kanunu'nun tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesi, 6099 sayılı Kanun'un 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrası gösterilmiştir.
10. Ceza Dairesi         2014/9327 E.  ,  2018/298 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uyulmaması üzerine mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı hükmedilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına ilişkin Bakırköy Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkarılan davetiyenin sanığın 29.02.2012 günü alınan savunmasında belirttiği...Mah..... Sok.... .... adresine tebliğe çıkarıldığı, çıkarılan tebligatın aynı binada mukim komşu beyanına göre muhatap dışarıda olduğundan bahisle muhtara tebliğ edildiği, ayrıca aynı davetiyenin aynı adrese bu sefer Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre muhatabın adresinden ayrıldığı ve yeni adresi de bulunamadığından bahisle tebliğe çıkarıldığı, ancak 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesine 6099 sayılı Kanun"un 3. maddesi ile eklenen 2. fıkrasına göre bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilerek aynı Kanun"un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine 6099 sayılı Kanun"un 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasına uygun olarak adres kayıt sistemindeki adresine tebligat yapılması gerektiği, her ne kadar sanığın çıkarılan tebligatlarda gösterilen adresinin önünde Mernis adresi olduğu belirtilmişse de, dosya içerisinde ve UYAP’ta yapılan araştırmada sanığın eski ve yeni Mernis adresleri arasında bahsi geçen adresin mevcut olmadığı görülmekle, sanığın bildirdiği adresine yapılan davetiye tebligatının usulüne uygun olmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının devamına karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek mahkûmiyet hükmü kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 10/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.