14. Hukuk Dairesi 2015/7698 E. , 2017/772 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.11.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalılar ile birlikte ... Mahallesi 10195 ada 10 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, tapuda paydaş olarak görünen ... oğlu.....’nun müteveffa olduğunu ve iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi için .... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/1544 Esas sayılı dosyasıyla açılan davanın derdest olduğunu, tarafların anlaşamaması nedeniyle ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar tarafından verilen cevap dilekçesinde; davaya yasal süresi içinde cevap verme imkanlarının olmadığını, maliklerin araştırılması, tapu kayıtlarının incelenmesi, ikametlerinin İstanbul’da taşınmazın ise...’de olması nedeniyle 3 aylık ek süre talep etmişlerdir. Mahkemece iki haftalık ek cevap süresi verilmiş, bir kısım davalılar bu süreden rücu edilerek iki aylık ek cevap süresi verilmesini talep etmiş, mahkemece talepleri reddedilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar)
arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK"nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
7201 Tebligat Kanununda 6099 sayılı Kanun ile yapılan ve 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca; "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." (m. 10)
Tebligat Kanununun değişik 21/2. maddesi gereğince; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."
Aynı Kanunun 35. maddesi gereğince; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.” (m. 35/1)
"Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır." (m. 35/2)
“Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.” (m. 35/4)
Somut olaya gelince; davalı ... ve ...’nun dava dilekçesinin doğrudan adres kayıt sistemindeki (Mernis) adreslerine
tebliğ edildiği anlaşılmakla, dava dilekçesinin yukarıda değinilen ilkelere göre öncelikle anılan davalıların bilinen en son adreslerine tebliğ edilmesi, bilinen en son adres tebliğe elverişli değilse veya tebligat yapılamazsa adres kayıt sistemindeki adreslerine (Mernis) tebliğ edilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilerek doğrudan adres kayıt sistemindeki adreslerine tebliğ edilerek karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.