
Esas No: 2016/15781
Karar No: 2019/2197
Karar Tarihi: 11.03.2019
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/15781 Esas 2019/2197 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 18.04.2002 tarihli iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir, ödenen geçici işgöremezlik ödeneği ve yapılan tedavi masrafları nedeniyle oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkin olup davanın yasal dayanağı, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 26. maddesidir.
1-Kurumun 506 sayılı Kanunun 26. maddesinden doğan rücu hakkı halefiyete değil, kanundan doğan basit rücu hakkına dayanmaktadır. Bu durumda kurumun rücu alacağı, ilk peşin değerin kusur karşılığıdır.
Dava dilekçesinde, sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin değeri 49.119,47 TL olarak bildirilmesine karşın, kurum tarafından mahkemeye verilen cevapta gelirin ilk peşin değeri 57.233,87 TL olarak bildirilmiş ve bu miktar üzerinden hesaplama yapılarak hüküm kurulmuştur.
Dava dilekçesine ekli peşin sermaye değeri hesapları tablosunda, bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin 16.840,51 TL olduğu anlaşılmaktadır. Kaza sebebiyle sigortalı tarafından işveren aleyhinde açılan tazminat davasına kurumca verilen cevapta da gelirin ilk peşin değeri 42.964,31 TL olarak bildirilmiştir.
Kurumun 506 sayılı Kanunun 26. maddesinden doğan rücu hakkının, halefiyete değil, kanundan doğan basit rücu hakkına dayandığının kabul edilmesi ve bu kabul çerçevesinde kurumun rücu alacağının, ilk peşin değerin kusura karşılık gelen miktarıyla sınırlı bulunması ve hesabın bu şekilde yapılması gerektiği halde; ilk peşin değerli gelir miktarları arasındaki çelişki giderilmeksizin, artışları da içerir biçimde tüm peşin değerli gelir miktarı esas alınarak hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması isabetsizdir.
2-Geçici işgöremezlik ödemelerinin 20.05.2002 ve 21.06.2002 tarihleri olması karşısında mahkemenin geçici işgöremezlik ödemelerinin zamanaşımına uğradığına dair kabulü ve 10.05.2011 onay tarihli gelirler yönünden zamanaşımı süresinin dolmadığı yönündeki değerlendirmeleri yerinde ise de tedavi giderlerinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda bir irdeleme yapılmamış olması yerinde değildir. Davalı vekilinin süresinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşıldığından, tedavi giderlerinin sarf tarihleri belirlenerek, tedavi giderleri yönünden de zamanaşımı itirazı çerçevesinde değerlendirme yapılmalıdır.
3-5502 sayılı Kanun"un 36. maddesine göre kurumun harçtan muaf olduğu belirgin olup, hükmün 2. bendinde red olunan miktar üzerinden alınması gerekli 29,20 TL harcın Kurumdan tahsiline şeklinde hüküm kurulmak suretiyle belirtilen madde kapsamına aykırı bir karar verilmesi de isabetsizdir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 11/03/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.