1. Hukuk Dairesi 2015/11231 E. , 2018/10654 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, alacak ve tenkis isteklerine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları .....’in bedelini ödeyerek satın aldığı 3 parsel sayılı taşınmazı ikinci eş olan davalı adına tescil ettirdiğini, murise ait 4 parsel sayılı taşınmazın 50.000,00-TL’ye satıldığını ve bu bedelin daha sonra davalı tarafından mirasbırakanın iradesi dışında kendi hesabına aktarıldığını, bu işlemler nedeniyle saklı paylarının zedelendiğini ileri sürerek, davalı yararına yapılan tasarrufun saklı payları oranında tenkisine, 4 parsel sayılı taşınmazın satışından elde edilen 50.000,00-TL’nin miras payları oranında davalıdan tahsiline, olmazsa tenkisine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, 3 parsel sayılı taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, 4 parsel sayılı taşınmazın satışından elde edilen 50.000,00-TL’nin ise mirasbırakanın sağlık giderleri için harcandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların saklı paylarının ihlal edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mirasbırakanın 06.05.2012’de öldüğü, mirasçı olarak çocukları; ..... kaldıkları, çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazın 20.07.2004 tarihinde üçüncü kişiden satın alındığı, ancak bedelin mirasbırakan tarafından ödendiği, mirasbırakanın banka hesabından 39.587,94-TL’nin çekilerek davalının hesabına havale edildiği sabittir.
Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 565/4. maddesi gereğince mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmaların tenkise tabi olduğu kuşkusuzdur.
Somut olayda, mirasbırakanın banka hesabından çekilip, davalının hesabına yatırılan 39.597,94-TL paradan, davacıların miras paylarına isabet eden kısmın davacılara ödenmesi gerektiği açıktır.
./..
Bilindiği üzere; .... (indirim) davası, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir. (TMK m.565) Miras bırakanın TMK"nin 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK"nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK"nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda ....) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür"atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.
Somut olaya gelince, 3 parsel sayılı taşınmazın bedeli mirasbırakan tarafından ödenirken, mirasbırakanın davacıların saklı paylarını zedeleme kastı ile hareket edip etmediği hususu mahkemece araştırılmadığı gibi, tenkisi istenen şey bir taşınmaz olmayıp, çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazın satın alınması sırasında mirasbırakan tarafından ödenen bedeldir. Böylesi bir durumda yapılması gereken, akitte gösterilen bedelin günümüz koşullarına uyarlanarak bulunacak miktar üzerinden tenkis hesabının yapılmasıdır.
../...
Ne var ki, mahkemece değinilen yönler üzerinde durulduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
Hal böyle olunca, mirasbırakanın hesabından çekilip davalının hesabına aktarılan 39.587,94-TL üzerinden davacıların miras paylarına isabet eden kısmın, davalıdan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bu miktarın tenkis hesabına katılması doğru olmadığı gibi, 3 parsel sayılı taşınmazın satın alınması esnasında bedelin mirasbırakan tarafından ödenmesinin, davacıların saklı paylarını zedeleme kastı ile mi gerçekleştirdiği hususunun araştırılması, daha önce dinlenen davacı tanıklarının yeniden dinlenilmesi, dinlenilmeyen davalı tanıklarının dinlenilmesi, mirasbırakanın saklı payı zedeleme kastı ile hareket ettiği belirlenirse yukarıdaki ilkeler gözetilerek tenkis hesabı yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ve yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Tarafların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.