BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/21 Esas 2019/627 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2019/21
Karar No: 2019/627
Karar Tarihi: 25.04.2019

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/21 Esas 2019/627 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/21 Esas
KARAR NO : 2019/627
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 24/10/2008
KARAR TARİHİ: 25/04/2019
Mahkememize açılan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesi ile; ...A.Ş.'nin 25/05/2004 tarihli fon kararı ile temüttü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin ...'ye devredildiğini, devir tarihinden sonra yönetim ve denetim kuruluna atamalar yapıldığını, bu kapsamda ..., ...ve...'in denetim kurulu üyeliğine atandıklarını, söz konusu denetim kurulu üyeleri tarafından hazırlanan 31/10/2006 tarihli denetim kurulu raporunda şirketin 01/01/2000- 25/05/2004 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan ..., ...,...,..., ..., ... ve 2000-2001-2002 yılları ile 29/01/2003 tarihlerine kadar denetim kurul üyeliği görevi yapan ..., ... ve ...'ün şirketin mali zarara uğramasına sebebiyet veren faaliyetlerde bulunduklarının tespit edildiğini, ... bankasından kullanılarak grup şirketi olan ...A.Ş.'ne ticari teammüllere aykırı şekilde ve herhangi bir teminat alınmaksızın aktarılan ve tahsil kabiliyeti olmayan 536.740 USD tutarındaki krediden doğan zarardan şirket yönetim kurulunda 01/01/2000-25/05/2004 tarihleri arasında görev yapan ve seleflerinin yolsuz muamelelerini denetleme görevini yerine getirmeyen yönetim kurulu üyelerinin şirket zararından sorumlu olduklarını, denetim kurulu raporunda yönetim ve denetim görevlerini yapmamaları nedeniyle ibra edilmemeleri ve haklarında sorumluluk davası açılması gerektiği yönünde tespitte bulunulduğunu, bu şekilde 31/10/2006 tarihli denetim kurulu raporu ile davalı yönetim kurulu üyelerinin TTK'nın 337.maddesinde tarif edilen sorumluluklarının ihlal ettiklerinin tespit edildiğini, bu nedenle şirket zararından sorumlu oluklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.864 USD şirket zararının, zararın meydana geldiği tarihten itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 30/10/2008 tarihinde davayı ıslah ederek talebini 536.740 USD'ye yükseltmiştir.
Davalılar... ve ... vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkillerinin görev yaptıkları dönemden önce gerçekleşmiş ve iştirak etmedikleri karar ve işlemler nedeniyle sorumlu tutulamayacaklarını, dava konusu yapılan işlemlere ilişkin faaliyet yıllarında görev yapan yönetim kurulu üyeleri hakkında da alınıp kesinleşen ibra kararlarının bulunduğunu, bu nedenle müvekkillerinin sorumluluğuna gidilemeyeceğini savunarak davanın zamanaşımından ve esastan reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Davalı ... davaya karşı cevap vermemiştir.
Mahkememizin 15/04/2015 tarih ve 2014/792 E., 2015/352 K.sayılı kararı ile; aşağıdaki gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
"Dava, ...AŞ'nin ... bankasından kullanmış olduğu kredinin grup şirketlerine teminatsız olarak aktarılıp geri dönüşünün olmaması nedeniyle oluşan şirket zararı nedeni ile davalı yönetim kurulu üyelerine karşı eski yöneticilerin selefleri olması nedeniyle 6762 Sayılı TTK'nın 337.maddesine dayalı olarak açılan sorumluluk davasıdır.
Davacı yan Davalıların 01/01/2000-25/05/2004 tarihleri arasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıkları dönemde, kendilerinden önceki yöneticilerin yolsuz muamelelerini bildirmediklerini, bu nedenle söz konusu yolsuzluklar neticesinde oluşan zarardan sorumlu olduklarını iddia etmekte olup, davalılar ise davanın zamanaşımından ve esastan reddi gerektiğini savunmaktadır. Davanın TTK'nın 309.maddesinde düzenlenen 5yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, bu sürenin zararın öğrenildiği tarihten itibaren başlaması gerektiği, davacı yan açısından zararın öğrenildiği tarih 31/10/2006 olan denetim kurulu raporunun düzenlendiği tarih olduğundan bu tarihten dava tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresi henüz geçmemiş olmakla davalıların zamanaşımı itirazı yerinde görülmeyerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Davacı yanca iddia edilen zararlandırıcı eylem ve işlemler ile varsa şirket zararının tespiti amacıyla alınan 23/01/2013 tarihli 1.bilirkişi raporunda; davacının şirket zararını kanıtlayamadığı, sorumluluğun doğduğu iddia olunan dava dışı ...Bankasından alınan 536,740 USD kredinin dava dışı ... A.Ş'ye aktarılması şeklinde oluşan zararlandırıcı işlemin yapıldığı, 26/09/2000 tarihinde davalıların yönetim kurulu olarak görev yapmadıkları 26/08/2002'de göreve başlayan davalıların bay-pass yöntemiyle kullandırılan kredinin tahsil edilememiş olmasından dolayı herhangi bir kusurlarının tespit edilemediği yönünde görüş bildirilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davalıların ...AŞ'nin 01/01/2000-25/05/2004 tarihleri arasında yönetim kurulu üyeliğini yaptıkları, davalıların göreve getirilmeden önce ... Yayıncılığın ... bankasından kullanmış olduğu kredi herhangi bir teminat alınmaksızın grup şirketlerinden ...AŞ'ne aktarıldığı, bu şekilde aktarılan 536.740 USD tutarındaki kredinin davacı şirkete geri dönüşünün yapılmadığı, bu yolla ... şirketinin 536.740 USD zarara uğratıldığı, zamanaşımı nedeniyle zarara asıl sebebiyet veren yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna gidemeyen davacının mülga 6762 Sayılı TTK'nın 337.maddesine istinaden selef konumundaki yeni yönetim kurulu üyelerinden zararın giderimini talep ettiği, davalılar her ne kadar kredinin kullandırıldığı tarihte yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmamış olsalar da kendi dönemlerine devreden şirket alacağının tahsili ile ilgili herhangi bir işlem yapmamış olmaları nedeniyle TTK'nın 337.maddesi gereğince kusurlu oldukları, TTK.nın 359.maddesine göre kusursuz olduklarını ispat edemediklerinden şirket zararından birlikte müteselsilen sorumlu bulundukları, davalıların temerrüdünün görev sürelerinin sona erdiği 25/05/2004 tarihinden sonra başlaması gerekeceği kanaatine varılmakla, bu kanaat ışığında davanın ıslah edilmiş hali ile kabulüne, 536.740 USD'nin 26/05/2004 tarihinden itibaren 3095 Sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek dolar faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir."
Mahkememizin bu kararının davalılar ... ve... vekilleri tarafından temyiz edilmesi neticesinde temyiz incelemesini yapan Yargıtay 11. HD.'si 08/12/2016 tarih ve 2015/15493 E., 2016/9413 K.sayılı ilam ile " Kararı davalı ... vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, ...A.Ş'nin ... Bankasından kullanmış olduğu kredinin grup şirketlerine teminatsız olarak aktarılıp geri dönüşünün olmaması nedeniyle oluşan şirket zararı nedeni ile davalı yönetim kurulu üyelerine karşı eski yöneticilerin selefleri olması nedeniyle 6762 Sayılı TTK’nın 337. maddesine dayalı olarak açılan sorumluluk davasıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 309. maddesi uyarınca “Mesul olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Şu kadar ki; bu fiil cezayı müstelzim olup Ceza Kanununa göre müddeti daha uzun müruruzamana tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o müruruzaman tatbik olunur.” Sorumluluk doğurduğu iddia olunan dava dışı ... Bankasından alınarak dava dışı ...A.Ş. ye kredi kullandırılması şeklinde oluşan zararlandırıcı işlemin 26.09.2000 yılında yapıldığı, dava tarihi olan 24.10.2008 tarihi dikkate alındığında 2002 yılından önce görev yapan dava dışı yönetim kurulu üyeleri açısından TTK’nın 309. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğu, bu yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarına gidilmesinin mümkün bulunmadığı, devam eden zarar verici bir eylem söz konusu olmadığından fiilin gerçekleştiği tarih yani kredilerin tahsis edildiği tarihin esas alınması gerektiği, önceki yönetim kurulu üyeleri açısından TTK’nın 309. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan TTK’nın 337. maddesine istinaden sorumlu tutulmak istenen davalılar açısından da zamanaşımının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu suretle; 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece davanın TTK’nın 309. maddesinde düzenlenen 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, bu sürenin zararın öğrenildiği tarihten itibaren başlaması gerektiği, davacı yan açısından zararın öğrenildiği tarih denetim kurulu raporunun düzenlendiği 31.10.2006 tarihi olduğundan bu tarihten dava tarihine kadar 5 yıllık zamanaşımı süresinin henüz geçmediği gerekçesiyle davalıların zamanaşımı itirazı yerinde görülmeyerek davanın esastan incelenmesine geçilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. Hükmün davalı ... ve ... yararına bozulmasına..." gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuştur.
Bozmadan sonra mahkememizde yapılan yargılamada Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olup, ihtiyari dava arkadaşlarından her biri hükmün yalnız başına temyiz edebilir. Kararı temyiz etmeyen ihtiyari dava arkadaşı yönünden verilen karar kesinleşir. Diğer dava arkadaşının temyizi üzerine hüküm bozulur ise bu bozmadan temyiz yoluna başvurmamış, bu nedenle hakkındaki hüküm kesinleşmiş olan ihtiyari dava arkadaşı yararlanamaz (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri usulü kitabı, Cilt 3, sh. 2449- Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28/01/2009 tarih ve 2008/1-797 E. 2009/30 K. sayılı ilamı) Mahkememiz kararı davalılar ... ve ... yararına bozulduğu, davalı ... tarafından kararın temyiz edilmediği bu nedenle bu davalı hakkındaki önceki Mahkememiz kararının kesinleştiği anlaşıldığından davalı ... hakkında önceki karar gibi karar verilmiştir.
Davalılar ... ve ... açısından; zararlandırıcı işlemin 26.09.2000 yılında yapıldığı, dava tarihi olan 24.10.2008 tarihi dikkate alındığında 2002 yılından önce görev yapan dava dışı yönetim kurulu üyeleri açısından TTK’nın 309. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğu, bu yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarına gidilmesinin mümkün bulunmadığı, devam eden zarar verici bir eylem söz konusu olmadığından fiilin gerçekleştiği tarih yani kredilerin tahsis edildiği tarihin esas alınması gerektiği, önceki yönetim kurulu üyeleri açısından TTK’nın 309. maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan TTK’nın 337. maddesine istinaden sorumlu tutulmak istenen davalılar açısından da zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından davalılar ... ve ... hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilen davalılar hakkında avukatlık asgari ücret tarifesine göre nispi vekalet ücreti takdir edilmiştir.(Yargıtay 11.HD.nin 23.06.2016 tarih ve 2016/2543 E. ,2016/6986 K.sayılı ilamı)
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar ... ve ... hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-Davalı ... hakkındaki davanın kabulü ile; 536.740 USD'nin 26/05/2004 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek dolar faiziyle birlikte davalı ...'dan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince alınması gereken 62.399,67 TL harçtan peşin alınan 135,10 TL mahsubu ile geriye kalan 62.264,57 TL harcın davalı ... .'dan tahsiline,
4-Davacı tarafından yatırılan başvurma ve peşin harç toplamı 149,10 TL'nin davalı ... .'dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 50.489,11 TL vekalet ücretinin davalı ... 'dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 50.489,11 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar ... ve ...'ya verilmesine,
7-Davanın reddine karar veriler davalılar için yapılan yargılama gideri çıkarıdıktan sonra Davacı tarafından yapılan toplam 2.861,40 TL yargılama giderinin davalı ...'dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı ... tarafından yapılan toplam 128 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ...'a verilmesine,
9-Davalı ... tarafından yapılan toplam 20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı ...'ya verilmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
11-Davalılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalılara iadesine,
Davacı vekili ile davalılar ... ve davalı ... vekilinin yüzlerine karşı, davalı ...'nun yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Katip ...
¸e-imzalıdır
¸Bu belge 5070 sayılı Kanun Kapsamında Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.