18. Ceza Dairesi 2017/5596 E. , 2018/2987 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Hakaret suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/3-a, 125/4 ve 62. maddeleri uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/11/2016 tarihli ve 2016/358 esas, 2016/741 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesinin gerekmesi karşısında, eylemin “polis merkezi mutfak bölümünde” gerçekleştiği ve aleniyet unsurunun oluşmadığı gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanığa verilen cezadan artırım yapılmasında isabet görülmemiştir.” Denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümlerde belirlenen yeni hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda sanığın katılana hitaben söylediği iddianamede tanımlanıp, mahkemenin da bu şekilde kabul ettiği: "kalk lan ayağa" ve “lan” şeklindeki ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1. Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2. Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 05/03/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.