MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet

1-Sanığın suça konu Denizbank Esenler Şubesine ait 25/12/2009 keşide tarihli ve 20.000 TL bedelli çeki temyiz dışı sanık ... adına sahte olarak cirolamak suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda; sanığın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde, suça konu çeki temyiz dışı sanık ...‘dan cirolu şekilde aldığını beyan ederek, aralarındaki ticari ilişkiyi gösterir ... tarafından imzalı bir kısım fatura suretlerini ibraz ettiği, Mahkemede alınan beyanında ise çeki ...‘dan aldığını, ancak ...‘ın çeki cirolamayı unuttuğunu fark etmesi üzerine bu kişi ile görüştüğünü ve şehir dışında olduğunu söylemesi nedeniyle kendisinin çekin arkasına ...‘ın ismini yazarak daha sonra imzalaması için muhasebeye bıraktığını, ...‘ın çekin keşide tarihinden sonra yasal süresi içerisinde çeki cirolamak üzere gelmemesi nedeniyle çeki bankaya ibraz ettiklerini bildirmesi; dosya içerisinde mevcut 15/02/2012 ve 16/02/2015 tarihli bilirkişi raporlarına göre, çekte ... adına atılı ciro yazı ve imzasının sanığın eli ürünü olduğunun tespit edilmesi; temyiz dışı sanık ...‘ın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde, suça konu çeki kendisinin cirolayarak sanığa verdiğini kabul etmesine karşın, kovuşturma aşamasında alınan savunmasında ise sanığa verdiği çeklerden bir tanesinde cirosunun olduğunu beyan etmesi ve dosya kapsamına göre ... tarafından sanığın da ortaklarından olduğu şirkete 2 adet çek verildiği ve diğer çekteki ciro imzasının ...‘ın eli ürünü olduğunun tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımdan;
a)Kambiyo senetlerinde yapılan sahteciliğin resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün zorunlu unsurları taşıması gerekli olup, unsurların eksikliği halinde bononun “özel belge“ niteliğinde olacağı ve belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu cihetle; suça konu çekin duruşmaya getirilip incelenmek suretiyle, özellikleri duruşma tutanağına geçirilerek unsurlarının tam olup olmadığı ve aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi ile denetime esas olmak üzere çek aslının dosya içerisinde bulundurulması,
b)Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 30/03/1992 tarihli ve 80/98, 19/04/2005 tarihli ve 221-38 sayılı kararlarında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği cihetle, temyiz dışı sanık ...‘ın duruşmaya celbi ile yeniden beyanına başvurulması, suça konu çek gösterilerek çekin arkasında bulunan ciro yazı ve imzasının kendisine ait olup olmadığı veya çekin bilgi ve rızası dahilinde sanık tarafından adına cirolanıp cirolanmadığı hususlarında ayrıntılı olarak beyanına başvurulmasından sonra sanığın suç kastının bulunup bulunmadığı ile ...‘ın bu hususta rızasının olmadığının belirlenmesi halinde; dosya kapsamında elde edilen deliller doğrultusunda, sanık ile ... arasında suça konu çeke dayanak teşkil eden bir hukuki ilişkinin bulunması nedeniyle, sanığın eyleminin TCK"nin 211. maddesi kapsamında "bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı amacıyla resmi belgede sahtecilik" suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma neticesinde sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
2-Kabule göre de;
a)“25/12/2009“ olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında “2009“ şeklinde eksik yazılması,
b)5271 sayılı CMK"nin 231/8. maddesine 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 72. maddesi ile eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki hükmün ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği gözetildiğinde, adli sicil sicil kaydına göre engel sabıkası bulunmayan, TCK‘nin 62. maddesi uyarınca takdiri indirim nedenleri uygulanarak, erteleme kararı verilen sanık hakkında, “Sanığın hakkında verilmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin ilamların kesinleşme tarihlerinden itibaren 5 yıllık deneme süresi içerisinde yeni suç işlediği“ şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi yasaya aykırı,
c)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 01/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.