7. Ceza Dairesi 2018/16979 E. , 2020/19985 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I.Sanık ... müdafiinin ve katılan ... İdaresi vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Mahkemenin 21.05.2013 tarih 2012/1106 Esas 2013/145 Karar sayılı kararı ile sanığın 5607 sayılı Yasa uyarınca mahkumiyetine ilişkin hükmün, sanık müdafiinin temyizi üzerine Dairemizin 08.02.2017 tarih 2014/32654 Esas 2017/763 Karar sayılı ilamı ile eksik inceleme nedeniyle bozulmasına karar verildikten sonra, bozma sonrası yapılan yargılamada gerekçeli karar başlığında sanığın adı yazmakla beraber hükmün özünü oluşturan kısa kararda ve gerekçeli kararda sanık hakkında hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, sanık ... hakkında hüküm bulunmadığından sanık müdafiinin ve katılan ... İdaresi vekilinin temyiz taleplerinin incelenmeksizin mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE,
II.Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın ve katılan ... İdaresi vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık hakkında 28.06.2012 tarihli iddianame ile sanığın 5607 sayılı Yasa 3/5. maddesi uyarınca tek eylem yönüyle bir kez cezalandırılması talep edildiği halde, hükmün özünü oluşturan kısa kararda sanık ...’ın 1 ve 2 numaralı bentlerde ayrı ayrı 2 kez 5607 sayılı Yasa uyarınca cezalandırılmasına, hapis cezasının ertelenmesine karar verildiği, gerekçeli kararın hüküm kısmında 2 numaralı bentte yer alan mahkumiyetin ertelenmesine karar verilmemesi suretiyle kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşturacak şekilde hükmün karıştırılması,
Kabule göre ise;
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması
halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde düzenlenen suçun üst sınırının iki yıl olduğu gözetilerek;
17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Yasanın 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi"nin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nun 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK"nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin ve sanık ...’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 29.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.