Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/13704 Esas 2015/2420 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13704
Karar No: 2015/2420
Karar Tarihi: 17.02.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/13704 Esas 2015/2420 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/13704 E.  ,  2015/2420 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL 17.AİLE MAHKEMESİ
    TARİHİ : 22/04/2014
    NUMARASI : 2013/449-2014/281

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde; davalı tarafından müvekkili olan davacı aleyhine birikmiş iştirak nafakasının tahsili amacı ile icra takibi yapıldığını, ancak nafaka borcunun fazlası ile ödendiğini beyan ederek takibin iptaline, takip nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatına, yargılama sırasında şartların değişmesi halinde davaya istirdat davası olarak devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı savunmasında; iştirak nafakasının borçlusu olan davacının, muvafakatı olmadan iştirak nafakası adı altında ödemeler yapmasının, borcunu ortadan kaldırmayacağını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece; davanın kabulüne, davacının takip nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, inkar tazminatı talebinin de reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden; davalının 31.01.2013 tarihli icra takibi ile davacıdan birikmiş nafaka borcunu talep ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacı tarafından; müşterek çocuğun, İngilizce kurs taksidi ve okul aidatına ilişkin olarak, bu takip tarihinden önce yaptığı ödemelerin, nafakaya mahsuben ödediğine dair açıklama bulunmadan nafakaya mahsuben yapıldığı kabul edilemez.
    Zira, davacı baba, TMK"nun 327/1.maddesi gereğince; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderleri karşılamak zorundadır. Ayrıca, yapılan bu ödemeler ahlaki bir görevin yerine getirilmesi niteliğindedir.
    Ancak, davacının, "nafaka ödemesi" adı altında banka kanalı davalı tarafa gönderdiği, bir kısım ödemelerin bulunduğu, dosyaya ibraz edilen belge fotokopilerinden anlaşılmakta olup, bunların nafaka borcunun hesabında dikkate alınması gerekir.
    Öyle ise, mahkemece; bu ilkeler esas alınarak, davacı tarafından ATM kanalı ile ve nafaka adı altında yapılan ödemelerin nafakaya mahsuben yapılıp yapılmadığına dair belgelerin, ilgili bankadan sorulup araştırılarak tespit edilmesinden sonra, bu ödemeler tutarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.