Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Elazığ 1. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 04.05.2010 gün ve 2009/311-2010/178 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 11.10.2010 gün ve 2010/8527 –11086 sayılı ilamı ile;
(...Hükmüne uyulan bozma ilamında davacının araca davalı yanca takıldığı ileri sürülen (Roterder)’ın ikinci el olduğunun iddia edildiği belirtilerek, bu yönde inceleme yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu bildirilmiştir.
Bu durumda mahkemece öncelikle satılan aracın orjinalinde Roterder bulunmadığı gözetilerek davacının orijinal roterder takılması için davalıya ek bir ücret ödenip ödenmediğinin belirlenmesi orjinal olup olmadığının incelenmesi ve daha sonra takılan roterder’in orijinal olmadığı anlaşılırsa ücret iadesine karar vermesi gerekirken bu yönde eksik inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir... )
gerekçesiyle davalı yararına bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, araç satış sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketten 30.04.2007 tarihinde küçük otobüs tipi 2007 model araç satın aldığını, davalı şirketin aracın fabrikadan roterdersiz çıktığını, istendiği takdirde bedelinin ödenmesi şartıyla takılacağının beyan edilmesi üzerine 7.000,00 TL bedel farkı ödediğini, ifadeyle sonuçta; roterder takılması için ödenen 7.000,00 TL ile ikinci el roterderın arızalı çıkması nedeniyle 548,26 TL tamir ücreti ve satış faturasına dahil olmasına rağmen takılmayan 600,00 TL VCD ücreti olmak üzere toplam 8.148,26 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınması istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin bayii olduğunu, aracın tamirinin başka bayide yaptırıldığını, aracın fabrika çıkışında roterdar ve CD çaların bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Yerel mahkemece, VCD sisteminin VIP paketi bölümünde yer aldığı ve bunun için ilave ücret ödenmesinin gerekli olduğu, davacının ise bu ücreti ödediğini ispat edememesi nedeni ile talebin bu kısmının yerinde bulunmadığı, davacının aracın opsiyonlar kısmında yer alan ve ilave olarak 7.000,00 YTL ödediği anlaşılan roterderin ikinci el olduğu yönündeki iddiasını da ispat edemediği ancak garanti süresi içerisinde arızalanan roterderin güç kutusunun değiştirilmesi nedeni ile ödemiş olduğu 548,26 YTL parayı isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 548,26 YTL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Tarafların temyizi üzerine Özel Daire"ce davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile davalının temyizi yönünden; davacının, davalıdan satın aldığı araca ilave para ödeyerek roterder taktırdığını, ancak davalı tarafından sıfır yerine ikinci el roterder takıldığını iddia etmesine, bu durumda mahkemece davacının bu iddiası yönünden yeterli araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller toplandıktan sonra birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığına, işaretle bozulmuştur.
Yerel mahkemece, bu bozma ilamına uyularak verilen hükümle araç roterderinin tamirine ilişkin bedelin ödenmesine karar verildiği, bu kısım ve VCD bedeli temyiz dışı bırakıldığından taraflar yönünden önceden kesinleştiği, bozma ilamına konu edilen roterderin ise ikinci el olduğu ve tamir işlemi gördüğü, bu durumda yeni roterder ile araç üzerindeki roterder arasındaki bedel farkından davalının sorumlu bulunduğu gerekçesiyle dava konusu araç roterderi bedel farkı olan 3.500 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına diğer hususlar ilk hükümle kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Yüksek Özel Dairece, hüküm yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, davalı tarafından her ne kadar aleyhe kurulan hükmün değer itibariyle temyizi kabil değil ise de, “...davacının aracın opsiyonlar kısmında yer alan ve ilave olarak 7.000 TL ödediği anlaşılan retarderin ikinci el olduğunu ispat edemediği...” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine gerekçe yönünden katılma yolu ile temyiz edilebilir halde iken davalı yanca temyiz edilmemesi, hükme sıkı sıkıya bağlı bulunan gerekçe ve maddi olgudaki kabul yönünden davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğu, bundan sonra davacının aracına orjinal roterder takılması için ek ücret ödeyip ödemediğinin araştırılmasına gerek bulunmadığı, ilk bozma ilamına uyulduktan sonra usuli kazanılmış hak oluştuğu, bozma ilamı doğrultusunda araçta keşif yapılarak retarderin varlığı ve ikinci el olduğunun belirlendiği ve orijinal ile ikinci el arasındaki fiyat farkına hükmedildiği,. 27.04.2007 tarihli proforma faturada varlığı belirtilen ve mahkemece kabul edilen roterderin satışının bundan sonra gerçekten var olup olmadığının araştırılamayacağı gerekçeleriyle direnme olarak adlandırılan karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu"nca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun ele alınıp, tartışılmıştır.
Bilindiği üzere; Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için; açıkça bozma ilamına uyulmamış olması; bozmadan esinlenilerek eylemli uyma anlamına gelecek herhangi bir araştırma yapılmaması, yeni delil toplanmaması ve gerekçenin değiştirilmemesi gerekir.
O halde, mahkeme bozmadan esinlenerek kararında düzeltme yapmamalı; yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (HUMK.429 mad.).
Eş söyleyişle; mahkemenin açıkça uyma kararı vermesi, ya da eylemli uyma anlamına gelecek şekilde kararında değişiklik yapıp, yeni bir delile dayanarak ve gerekçesini değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
Buna göre, somut olay değerlendirildiğinde;
Bozma kararından önce yerel mahkemece, aksine bir anlaşma olmadığı sürece araç ve üzerindeki cihazların kullanılmamış olarak sunulacağı, oysa dava konusu araçtaki roterderin ikinci el olduğu ve tamir işlemi gördüğü, bu durumda yeni roterder ile araç üzerindeki roterder arasındaki bedel farkından davalının sorumlu bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; ilk bozma sonrası bozmaya uyularak verilen kararın da ikinci kez bozulmasından sonra direnildiğinden bahisle; ilk kararda roterder bedelinin ödendiğine ilişkin gerekçe davalı tarafından temyiz edilmediğinden davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu bundan sonra ödeme hususunun araştırılamayacağı yönünde karar vermiştir.
Mahkemece, direnme olarak adlandırılan kararın bu haliyle tamamen yeni bir gerekçeye dayandığı, usul hukuku anlamında direnme kararı olmayıp, yeni bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
Hal böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daire"ye aittir.
Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daire"ye gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davalı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 19. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 22.06.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.